Dijital Su

SPD Başkanı Yıldız ; ‘Dijital Su Yönetimi” için  geç kalmayalım !

11 Aralık 2022

Su Politikaları Derneği Başkanı İnşaat Mühendisi, Dursun Yıldız, “Günümüzde iklim değişikliği, nüfus artışı, kirlilik, kentlere göç gibi birçok baskının sonucunda finansal ve kurumsal hizmet olarak su yönetiminin karşı karşıya kaldığı riskler artıyor. Bu nedenle daha sürdürülebilir ve güvenli bir su geleceği için dijital çözüm uygulamalarıyla entegre edilmiş yeni nesil su sistemlerine geçilmesi gerekiyor. Bu, su hizmetlerin verimli ve katılımcı bir şekilde bir kamu hizmeti olarak sunulması için de çok önemli  ” değerlendirmesinde bulundu.

Su Politikaları Derneği’nin 2015 yılında bir ihtisas derneği ve düşünce üretim merkezi olarak Ankara’da kurulduğunun altını çizen Dursun Yıldız, “Amacımız; ‘Su Yönetimi’, ‘Uluslararası Su Politikaları’, ‘Su Politikaları’, ‘Hidropolitik’, ‘Su Diplomasisi’, ‘Su’, ‘Enerji’, ‘Gıda ve Çevre Güvenliği’ gibi konularda yerel bölgesel ve küresel ölçekte daha çok uygulamalı araştırma çalışmaları yapmaktır. 7 yıldır bu alanlarda disiplinlerarası bir çalışma anlayışla bilgiye dayalı analizler yapılmasına imkân tanıyacak raporlar yayımladık. Nihai hedefimiz; ilgi alanımızda bölgesel bir uluslararası eğitim ve araştırma enstitüsü olmak. Uluslararası alandaki birçok kurum ve kuruluşa üyeyiz.  Üyelerimizin yüzde 53’ü aktif üniversite öğretim üyesi, yüzde 10’u emekli büyükelçi, yüzde 20’si üst düzey teknokrat, yüzde 17’si özel sektör üst düzey yöneticisi. Üyelerimizin yanı sıra çok geniş bir uzman havuzumuz var. Derneğimizin, yurt dışından farklı ülkelerden birçok yardımcı üyesi de bulunuyor” açıklamasını yaptı. Yıldız, Su Politikaları Derneği’nde ayrıca ilgi alanlarındaki konularda oluşan teknolojik değişimin yönünü anlamaya ve farkındalık yaratmaya yönelik çalışmalar da yaptıklarına dikkat çekerek “Bu kapsamda son olarak ‘Dijital Su’ kavramını ve ‘Yapay Zekâ ve Su Yönetimi’ ilişkisini daha çok teknik olarak inceleyen iki rapor hazırladık. Çalışmalarımız sürüyor” dedi.

‘Akıllılık’; sadece teknik değil sosyal boyutu da içeren bir ‘anahtar’ kavram olmalıdır

“Hızla dijitalleşen dünyamızda yaşamsal bir kaynak olan suyun korunmasından sürdürülebilir yönetimine kadar birçok alanda dijital teknolojilerin sağlayacağı avantajlar artmakta. Bu anlamda ‘Dijital Su’ kavramı herkesin yeterli ve temiz suya ulaşımını sağlamak üzere bu kaynağın korunması ve en verimli şekilde yönetimi için büyük önem taşımakta” değerlendirmesinde bulunan Yıldız, şu noktaları vurguladı: “Günümüzde iklim değişikliği, nüfus artışı, kirlilik, kentlere göç gibi birçok baskının sonucunda finansal ve kurumsal hizmet olarak su yönetiminin karşı karşıya kaldığı riskler de artıyor. Bu nedenle daha sürdürülebilir ve güvenli bir su geleceği için dijital çözüm uygulamalarıyla entegre edilmiş yeni nesil su sistemlerine geçilmesi gündeme gelmekte. Dijital teknolojiler; şehirlerimizden evlerimize ve kişisel yaşamlarımıza kadar birçok alandaki uygulamaları dönüştürdüğü gibi, su yönetimini de dönüştürmekte. Dijital teknolojiler sadece su ve atık su projelerinin optimum dizaynı ve daha verimli işletilmesi konularında değil, tüm paydaşların su yönetimiyle ilişkilerinin geliştirilmesi, problemlerin kısa zamanda iletilmesi ve çözümü açısından da önemli avantajlar sağlıyor.

Communication network concept. Smart city.

” Yıldız, “Akıllı şehirlere gelince; burada ‘Akıllılık’ kavramı sadece teknik değil sosyal boyutu da içeren bir ‘anahtar’ kavram olmalıdır” ifadesini kullanarak konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu kavram; sosyo-ekonomik gelişme, toplumsal bütünleşme ve ekolojik denge için yeni bir yerel yönetim yaklaşımının anahtar kavramı olmalıdır. Bunun için çalışmalıyız. Aksi takdirde bu uygulamalar toplumsal yaşam için teknolojik bir pranga haline gelebilir. Bu kapsamda akıllı kentlerde suyun akıllı yönetimi de akıllı ulaşım, akıllı güvenlik gibi diğer hizmetlerin yanı sıra çok önemli ve hayati bir öneme sahiptir. Çünkü günümüzde su, enerji, gıda ve çevre sektörlerinin birbiriyle olan ilişkileri arttı. Örneğin son dönemde, su hizmetleri daha çok enerji bağımlı olurken enerji üretimi hizmetleri de daha çok su bağımlı duruma geldi. Çevre ve gıda güvenliğinin su güvenliğiyle olan karşılıklı bağlantıları da arttı. Akıllı kentler; tüm bu sektörlerin dijital dönüşüm kapsamında bütüncül olarak ele alındığı yerler olacaktır. Bu nedenle ‘Akıllı Su Yönetimi’ kentlerde ayrı bir alt başlık altında diğer sektörlerin akıllı yönetimiyle birlikte bütüncül bir anlayışla ele alınmalıdır.”

Dijital teknoloji  için paydaşlar arası işbirliği gerekli.

Dursun Yıldız, ‘Dijital Su’ konusundaki paydaşları; su hizmetleri yönetimi yapan kurum ve kuruluşlar, üniversiteler, teknoloji merkezleri, Organize Sanayi Bölgeleri, endüstriler ve Sivil Toplum Kuruluşları olarak sıralayıp şunları kaydetti: “Su ile ilgili sorunların çözümü, yerelden küresel düzeye uzanan zorlukları ve su ekosisteminin anlaşılmasını gerektirir. Bu da dijital teknoloji kullanımının geliştirilmesinde paydaşlar arasında iş birliği gereğini ortaya koyar. Bu alanda öncelikle tüm paydaşların katkısıyla kapasite geliştirme politikaları için bir yol haritası oluşturulmalıdır. Bu kapsamda örneğin, su ile ilgili tüm paydaşların dijital teknolojiyle ilgili beceri gelişimi, yapay zekâ ve Bilgi ve İletişim Teknolojisi (BİT) ihtiyaçları ve veri üretimi ve depolama konularındaki temel  ihtiyaçlarının nasıl karşılanacağı belirlenmelidir. Yine dijital teknolojik altyapı için nitelikli iş gücü sağlamaya yönelik eğitim ve adaptasyon çalışmaları yapılmalıdır. Burada paydaşların kendi alanlarında hazırlık yapmaları gerekir. Bunun için de örneğin, dijital teknolojilerin su sektörü tarafından başarılı bir şekilde benimsenmesi ve uygulanmasında; ulusal düzeyde tüm paydaşların temsil edildiği bir birimin oluşturulması faydalı olur. Bu birim; politika belirleme ve kurumsal ve teknik altyapı oluşturmadaki aksaklıkları gidermek gibi görev ve sorumlulukları yerine getirerek gelişmeyi sağlayabilir”

Katılımcı yönetim gelişmeyi sağlar

“Ülkemizde birçok alanda kamu, özel sektör ve STK iş birliğinin gelişmesi sorunlu ve sancılı oluyor” değerlendirmesini yapan Yıldız, “Bunda ülkemizdeki sosyo-kültürel ve sosyo-politik faktörlerin de etkisi var. Yine de iş birlikleri kuruluyor. Ancak özellikle kamu-özel sektör iş birliğinde (PPP) sorun, finansmanı temin edecek olan kesimin yatırımın yönetimindeki yetki ve sorumluluk oranı konusunda ortaya çıkıyor. Bu konuda yetki-sorumluluk – finansmanı sağlama dengesinin kamusal fayda gözetilerek oluşturulması lazım. STK’ların özellikle dijital değişim ve dönüşümde bu iş birliğine katılması çok önemli. Ancak birçok kuruluş bu konuda kendi alanlarında süreci takip edip yeterli hazırlığı yapabilmiş değiller. Bu gelişmenin devlet destekli projelerle, üniversite STK iş birliği oluşturularak hızlandırılması gerek. Diğer taraftan ülkemizde katılımcı bir yönetim anlayışının yerleşmesini de zorlamak gerekiyor. Bu gelişme, iş birliği sürecini daha sağlıklı kılar ve ilerlemeyi hızlandırır. Bu da dijital dönüşümde ve üretimde en az hata yaparak en kısa sürede en yüksek sosyal, toplumsal ve ekonomik katma değerin yaratılması demektir” şeklinde konuştu.

Kurumlarda ‘Akıllı Teknolojiler’ bölümleri kurulmalı

Günümüzde dijital dönüşümü zamanında yakalamanın ve bunu ülkesel ve toplumsal fayda için yönetebilmenin çok önemli bir konu olduğunun altını çizen Dursun Yıldız, konuşmasının sonunda şunları paylaştı: “Bunun için önce bilgilenme, uzman yetiştirme sonra da pratik bir uygulama planına ihtiyacımız var. Bu konuda stratejik planlar hazırlayan bazı devlet birimlerimizin olduğunu biliyorum. Ancak bu çalışmaların sadece raporlarda kalmaması ve uygulama alanı bulabilmesi için kurumlarda ‘Akıllı Teknolojiler’ bölümleri kurulmalı. Bunun yanı sıra belirlenecek bazı pilot kurumlardan ve özel sektörden yıllık gelişme ve uygulama planlarının istenmesi ve gelişmenin takip edilmesi gerekiyor. Bu takip, hem ilgili kurumların birbirlerindeki gelişmelerden yararlanabilmesi hem de bu geçişin önündeki zorlukların ortaya çıkıp çözülebilmesi açısından da önemlidir.”

Yıldız sözlerini şöyle tamamladı; “Dünya’daki dijital dönüşümü, doğa tabanlı su yönetimi anlayışını, yeşil dönüşümü, yeşil mutabakatı, enerji-su-gıda-ekoloji ilişkisini ve  bunların uygulanmasının önündeki eşikleri daha çok konuşmalı ve bunlar için  gerekli hazırlıkları yapmalıyız. .

Öncelikle dijital okur yazarlığımızın arttırılması  ve dijital kurumsal altyapımızın oluşturulması lazım. Aynı zamanda  birçok kurum ve kuruluştaki  gelenekselleşmiş, hantal çalışma anlayışımızın da değişmesine ihtiyacımız var.  Artık  neyi hangi amaçla yaptığımızı daha iyi  düşünmek ve planlamak zorundayız.

Kurumsal kapasitemizle birlikte disiplinlerararası bir düşünce kültürü de geliştirmeliyiz. 21. Yüzyılın hızla değişen dünyasında radikal bir düşünce değişikliğine olan ihtiyacımız her geçen gün artıyor.Arabayı atın önüne bağlayarak ilerlemeyi beklemek bize çok şey kaybettirir.

Kategoriler:Dijital Su

1 replies »

  1. Su ve kanalizasyon idareleri enerji üretebilecek kaynaklarını harekete geçirmeli.İsale hatları ve içme suyu barajlarında hidrolik enerjiden,sahadaki irili ufaklı su depolarında güneş ve rüzğar enerjisinden istifade,sürdürülebilirlik açısından önemli.BUSKİ Eski Yönetim Kurulu Üyesi/Makine Mühendisi

    Beğen

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.