RAPORLAR

BARAJ DOLULUK ORANLARI NEYİ GÖSTERİYOR?

Barajların  Doluluk Oranlarındaki Düşüş  ve Su Temini Güvenliği Konusunda SPD Hidropolitik Akademi Merkezi  Açıklaması

9 Aralık 2016

HPA.- Bu yıl barajların doluluk oranlarının geçen seneye nazaran daha düşük olması 2017 yılında  güvenli su temini konusunda   endişelerin artmasına neden olmaktadır.

Son 10 yıldır  ülkemizde mevsim geçişlerindeki kaymalar yağışın şiddetindeki artış ve uzayan kurak dönemler gözlenmektedir. Bu yıl sonbahar yağışları uzun yıllar ortalamasına göre daha düşük olmuştur. Yağışlardaki bu azalmanın doğal sonucu olarak barajlarımızdaki doluluk oranları düşmüştür.

Bazı bölgelerimizde ve özellikle içme suyu barajlarımızda geçen seneye nazaran düşük olan doluluk oranları şimdilik herhangibir kuraklığın  “ kesin habercisi” olmayıp, bugünkü durum itibariyle mevsimsel yağışlardaki kaymanın bir sonucudur. Bu kayma eğilimi yağışlardaki azalma ile de birleşirse bu durum  su temini güvenliğini daha da zorlaştırır ve kuraklıktan  söz edilmeye başlanabilir.

Ancak mevsimsel  yağışlardaki  değişimin  bu yıl da sürmesi önemli bir ikaz olup   tarımsal  su kullanıcı örgütlerinin ve ülke çapında  su yönetiminin daha dikkatli olması gereğini  ortaya koymaktadır.   Bu gelişmeler yakın-orta ve uzun vadeli gelecek için kuraklık eylem planlarındaki uygulama  eksikliklerinin  bir an önce tamamlanmasını zorunlu kılmaktadır.

Bu gelişmelerin tüm ilgili kesim ve kurumlarca , sadece sonuçları üzerinden spekülatif olarak ele alınmasını doğru bulmuyoruz. Bunun  yerine yaklaşan tehditin  sebepleri ve alınması gereken önlemler konusunda farkındalığın arttırılması için kullanılmasının daha uygun olacağı düşüncesindeyiz.

Bu konuda “gerekli olan” yaygın önlemlerin erken alınmaması kurak döneme girildiğinde veya kurak dönem belirtileri ortaya çıktığında acil su temini için pahalı, işletme maliyeti yüksek  ve teknolojik olarak dışa bağımlı ve çevre dostu olmayan Deniz Suyu Arıtımı tesisleri gibi önlemleri zorunlu kılabilir. Bu teknolojik su üretim tesisleri dünyanın birçok bölgesinde son çare olarak kabul görmekte olup zamanından önce Türkiye’nin Su üretim pazarına girmesi çok uygun olmayacaktır. Bu erken açılım  tasarruftan verimli ve bilinçli su kullanımına kadar birçok konuda artması gereken duyarlılığın teknolojiye havale edilmesi sonucunu doğurabilir.

Ülkemizde yağışlarda ve sıcaklıklardaki değişmelerin etkisin artacağı bir gelecek öngörüsü bilimsel çevrelerde de yaygınlık kazanmaktadır. Bunun olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi için tüm sektörlerin hazırlıklı olması, su yönetimi anlayışından su kullanım bilincine kadar birçok alanda  doğal dengeyi zorlamayan çözüm  çalışmaları yapılması gerektiği görülmektedir.

Saygılarımızla

Hidropolitik Akademi

 

Kategoriler:RAPORLAR

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.