Su Politikaları Derneği olarak 2020 ve 2021 yıllarında yayınladığımız raporlarda Doğal Göllerimizin ve Sulak Alanlarımızın durumuna dikkat çekmiş , acil önlem çağrısı yapmış ve alınmasını gerekli gördüğümüz önlemleri açıklamıştık. Konu 25 Temmuz 2025 Tarihinde Ankara’da Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen Çalıştayda yeniden ele alınmıştır.
Çalıştayda yapılan açıklamada Ulusal Su Kurulunun 2024 yılındaki son toplantısında alınan karar doğrultusunda öncelikle Eber, Akşehir, Bafa, Beyşehir, Burdur, İznik, Sapanca ve Seyfe göllerine yönelik eylem planlarının hazırlanacağı belirtilmiştir. Bu planlar hazırlanacak ancak belirlenen kararların uygulanmasında yine aynı zorluklar yaşanacaktır.. Kuraklık tahmini erken uyarı sistemi kurulması kararı ise daha önce alınmış olan bir karardır.
Çalıştay sonrasında yapılan açıklamada yeni bir “Değerlendirme Çalıştayı” ile sonuçların açıklanacağını belirtilmiştir. Bu konuda yapılan çalışmaların artık Havza ölçeğinde suyun etkin yönetimi anlayışı kapsamında ele alınması ve daha çok zaman kaybedilmemesi gerekmektedir.
İlk Eylem Planı 2017 Yılında yayınlandı
Ülkemizde 2017 yılında bir Göller ve Sulak Alanlar Eylem Planı yayınlandı.Göller ve Sulak Alanlar Eylem Planı 2017-2023 ün en önemli katkısı göllerimiz için bir envanterin çıkartılması konusunda oldu . Tespit edilen 303 göl ve sulak alan için belirlenen tespit ve izleme çalışmaları tamamlandı ancak bu raporda önerilen iyileştirme adımı eksik kalmıştır. .İklim değişikliği etkisi ,popülist politikalar, plansızlık ,hatalı su yönetimi anlayışımız ve yetersiz kalan kurumsal yapılarımız nedeniyle kuruyan göllerimiz artmaktadır.
Göllerin kurumaması için Göl Havzasında etkin ve katılımcı su yönetimi gerekli
Göllerin kuruması genellikle doğal ve insan kaynaklı faktörlerin biraraya gelmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkar. İklim değişikliğinin yarattığı meteorolojik kuraklık, sıcak hava dalgaları göllerin kurumasında sadece etkili olan koşulları yaratır Ancak ülkemizde göllerin asıl kuruma nedeni göl havzasında akılcı, planlı ve koordinasyon içinde bir su yönetiminin yapılamayışıdır . Göllerin kurumasında iklim değişikliği etkisinin yanısıra asıl belirleyici faktör; göl havzasında planlamadan uygulamaya kadar etkin bir havza su yönetiminin olmayışıdır. Bu durum göllerimizin sadece kurumasına değil aynı zamanda yoğun bir şekilde kirlenmesine de neden olmaktadır.
Ülkemizdeki bazı göllere su akışı plansız sulama göletleriyle azaltılmış ve ayrıca göllerden tarımsal ve içmesuyu amaçlı çekim de artmıştır. Ülkemizde son zamanlarda etkisi ve sıklığı artan kurak dönemler nedeniyle bu süreç göllerimizdeki kurumayı arttırmıştır. Bu göllerimiz arasında Acıgöl,Burdur gölü Beyşehir ve Akşehir gölleri,Meke gölü ,Yarışlı gölü sayılabilir.
Göllerimizin Kurtulması için Havza Ölçeğinde Bütünleşik Su Yönetimi Gerekli
Yukarıda genel olarak belirttiğimiz görüş ve önerilerimizi aşağıdaki şekilde sıralayabiliriz;
Doğal Göllerimiz ve Sulak alanlarımız ,iklim değişikliği ,popülist politikalar, plansızlık ,hatalı su yönetimi anlayışımız ve yetersiz kalan kurumsal yapı nedenleri ile hızla yok oluyor. Göllerimiz kuruyor,Balık türleri yokoluyor ,kuşlar artık uğramıyor,ekolojik denge altüst oluyor
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Göller ve Sulak Alanlar Eylem planında(2017-2023) tespit edilen 303 göl ve sulak alan için belirlenen tespit ve izleme çalışmaları tamamlanmış ancak iyileştirme adımı eksik kalmıştır.Bu eksiklik mevcut su yönetim anlayışı ve ,yetersiz kurumsal altyapı ile tamamlanamaz.
Göllerimizin her türlü tehditten korunması ve kurtarılması Nehir Havzası ölçeğindeki bütünleşik bir SU YÖNETİMİ (planlama , uygulama,denetim) anlayışı ve etkili bir Havza Yönetimi kurumsal altyapısı ile mümkün olur.
Göllerinin iyileştirme çalışmaları ve sürdürülebilir olarak korunması için Su Yasası Taslağı TBMM’den geçirilmeli ve Havza ölçeğinde su yönetimine hızla geçilmelidir.
Bu kapsamda Göllerimize Nehir havzası ölçeğinde sahip çıkacak güçlü bir kurumsal yapı oluşturulmalıdır.
Bu kurum tarafından Göllerimizin su bütçesi hesapları iklim değişikliği de dikkate alınarak yeniden yapılmalı, Havza Planlamaları revize edilmeli, Göllere akan yüzey suları ve gölleri besleyen yeraltısularından yapılan su kullanımları incelemeye alınarak su tahsisleri yeniden yapılmalıdır.
Göllerimiz ve sulak alanlarımızın bulunduğu havzalarda gölü besleyen yüzey ve yeraltısuyu çekimleri ileri teknolojik sistemlerle anlık kontrol altına alınmalıdır.
Gölü besleyen su kaynaklarının bulunduğu havzalarda modern sulama altyapısı olmayan sulamaların ve aşırı su çekimi yapan kişilerin ve işletmelerin su tahsisleri iptal edilmelidir.