Kuraklık
Son otuz yılda Dünya topraklarının dörtte üçü kalıcı olarak çoraklaştı: BM
Yayınlandı
7 ay önceon
Yazar
Dursun Yıldız9 Aralık 2024
• Çoraklaşma : Dünya’daki yaşamı yeniden tanımlayan ‘varoluşsal kriz’
• 2100’de beş milyar insan etkilenebilir

Riyad, Suudi Arabistan – Dünyanın bazı bölgelerinde sel ve fırtına gibi suyla ilgili dramatik felaketler yoğunlaşsa da, BM bilim insanları yaptıkları yeni ve çarpıcı bir analizle, son yıllarda Dünya topraklarının dörtte üçünden fazlasının kalıcı olarak kuruduğu, çoraklaştığı konusunda uyardı.
BM Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi’nin (UNCCD) dönüm noktası niteliğindeki raporuna göre, Dünya topraklarının yaklaşık %77,6’sı, 2020’ye kadar geçen otuz yılda önceki 30 yıllık döneme kıyasla daha kurak koşullarla karşılaştı.
Aynı dönemde, kurak alanlar yaklaşık 4,3 milyon km2 kadar genişledi; bu alan Dünya üzerindeki tüm karaların (Antarktika hariç) %40,6’sına karşılık geliyor.
Son yıllarda küresel toprakların yaklaşık %7,6’sı (Kanada’dan daha büyük bir alan) çoraklaşma eşiklerini aşarak daha az çorak alandan daha çorak alan sınıfına dahil oldu.
Bu alanların çoğu yağışlı alanlardan kurak alanlara dönüştü ve bu durumun tarım, ekosistemleri ve yaşayanlar üzerinde ciddi etkileri oldu.
Araştırma, eğer dünya sera gazı emisyonlarını azaltmayı başaramazsa, bu yüzyılın sonuna kadar dünyadaki yağışlı alanların %3’ünün daha kurak alanlara dönüşeceği konusunda uyarıyor.
Yüksek sera gazı emisyon senaryolarında, Amerika Birleşik Devletleri’nin Orta Batısı, Meksika’nın ortası, Venezuela’nın kuzeyi, Brezilya’nın kuzeydoğusu, Arjantin’in güneydoğusu, tüm Akdeniz Bölgesi, Karadeniz kıyısı, Güney Afrika’nın büyük bir kısmı ve Güney Avustralya da kurak alanların genişleyeceği tahmin edilmektedir.
Çoraklaşan Toprakların Küresel Tehdidi Raporu :
Bölgesel ve küresel çoraklaşma eğilimleri ve geleceğe yönelik tahminler başlıklı rapor, UNCCD’nin Suudi Arabistan’ın Riyad kentinde düzenlediği, bugüne kadarki en büyük BM arazi konferansı ve çoraklaşmadan derinden etkilenen Orta Doğu’da düzenlenen ilk konferans olan 16. konferansında tanıtıldı (COP16). UNCCD COP,
UNCCD Genel Sekreteri İbrahim Thiaw, “Bu analiz, uzun süredir küresel kuruma eğilimleri üzerindeki belirsizliği nihayet ortadan kaldırıyor, “Çoraklaşma krizi ilk kez bilimsel netlikle belgelendi ve dünya çapında milyarlarca insanı etkileyen varoluşsal bir tehdidi ortaya çıkardı.”açıklamasını yaptı.

“Geçici düşük yağış dönemlerinin (drought) aksine, çoraklaşma (aridity) kalıcı, şiddetli bir dönüşümü temsil ediyor” diye ekliyor. “Kuraklık sona erer. Ancak bir bölgenin iklimi daha kuru hale geldiğinde o doğal çevrenin önceki koşullara dönme yeteneği kaybolur. Artık dünya çapında geniş toprakları etkileyen daha kuru iklimler eskisi gibi olmayacak ve bu değişim Dünya’daki yaşamı yeniden tanımlıyor.”
BM’nin arazi bozulması ve kuraklık bilimini değerlendirme kurumu olan UNCCD’nin Bilim-Politika Arayüzü (SPI) tarafından hazırlanan rapor, bu değişimin ana itici gücü olarak insan kaynaklı iklim değişikliğine işaret ediyor. Elektrik üretimi, ulaşım, sanayi ve arazi kullanımındaki değişikliklerden kaynaklanan sera gazı emisyonları ve diğer insan faaliyetleri gezegeni ısıtıyor. Bu da yağışları, buharlaşmayı ve bitki yaşamını etkileyerek çoraklaşmayı artıran koşulları yaratıyor.
Küresel çoraklaşma indeksi (AI) verileri bu koşulları takip ediyor ve on yıllar içindeki yaygın değişimi ortaya koyuyor.
Çoraklaşma’nın sıcak noktaları
Çoraklaşma eğiliminden özellikle sert biçimde etkilenen alanlar arasında Avrupa’nın neredeyse tamamı (topraklarının %95,9’u), Amerika Birleşik Devletleri’nin batısının bir kısmı, Brezilya, Asya’nın bazı kısımları (özellikle doğu Asya) ve orta Afrika yer alıyor.
- Batı Amerika Birleşik Devletleri ve Brezilya’nın bazı bölgeleri : Su kıtlığı ve kontrol edilemeyen yangınların kalıcı tehlikeler haline gelmesiyle birlikte önemli kuruma eğilimleri.
- Akdeniz ve Güney Avrupa: Bir zamanlar tarımsal ekmek ambarları olarak kabul edilen bu alanlar, yarı kurak koşullar arttıkça zorlu bir gelecekle karşı karşıya.
- Orta Afrika ve Asya’nın bazı bölgeleri : Biyolojik olarak mega çeşitliliğe sahip bölgelerde ekosistem bozulması ve çölleşme yaşanmakta, bu da sayısız türün tehlikeye girmesine neden olmaktadır.
Buna karşılık, gezegendeki toprakların dörtte birinden azı (%22,4) daha yağışlı koşullar yaşadı; Amerika Birleşik Devletleri’nin orta kesimleri, Angola’nın Atlantik kıyısı ve Güneydoğu Asya’nın bazı bölgelerinde yağışta bir miktar artış görüldü.
Ancak bu yağışlara rağmen genel eğilime bakıldığında kuraklık ve çoraklaşmanın arttığı görülüyor.
Rapor, çoraklaşan arazilerin en fazla olduğu ülkeler olarak Güney Sudan ve Tanzanya’yı, çorak olmayan alanlardan çorak alanlara dönüşen en büyük toplam alanın bulunduğu ülke olarak ise Çin’i belirtiyor.
Oluşan bu yeni normal, genişleyen çorak alanlarda yaşayan 2,3 milyar insan (dünya nüfusunun %25’inden fazlası) için kalıcı ve uyarlanabilir çözümler gerektiriyor. Çoraklaşma olarak bilinen kuraklığa bağlı arazi bozulması, insan refahı ve ekolojik istikrar için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır.
Gezegen ısınmaya devam ettikçe, raporda en kötü senaryoya göre hazırlanan projeksiyonlar, yüzyılın sonuna kadar 5 milyar kadar insanın çoraklaşan alanlarda , bozulan topraklarla, azalan su kaynaklarıyla ve ekosistem dengesinin çökmesiyle boğuşabileceğini gösteriyor. .
Zorunlu göç, çoraklaşmanın en görünür sonuçlarından biridir. Topraklar yaşanmaz hale geldikçe, su kıtlığı ve tarımsal çöküşle karşı karşıya kalan aileler ve toplulukların çoğu zaman evlerini terk etmekten başka seçeneği kalmaz ve bu da dünya çapında sosyal ve politik zorluklara yol açmaktadır. Halen Orta Doğu’dan Afrika’ya ve Güney Asya’ya kadar milyonlarca insan göç eğilimi içinde yaşıyor; bu trendin önümüzdeki yıllarda artması bekleniyor.

Çoraklaşma’nın yıkıcı etkisi
Raporda, artan çoraklaşmanın etkilerinin kademeli ve çok yönlü olduğu, yaşamın ve toplumun neredeyse her alanına etki ettiği belirtiliyor.
Raporda ayrıca; Yüzyılın sonuna kadar tüm toprakların beşte birinin artan çoraklaşma nedeniyle ani ekosistem dönüşümleri yaşayabileceği, bunun dramatik değişimlere (ormanların otlaklara dönüşmesi ve diğer değişiklikler gibi) neden olabileceği ve dünyadaki pek çok bitki, hayvan ve diğer türlerin yok olmasına yol açabileceği konusunda uyarıda bulunuyor.
- Çoraklaşma, dünyadaki ekilebilir alanların %40’ını etkileyen, tarımsal sistemlerin bozulmasının ardındaki en büyük etken olarak kabul edilmektedir.
- 1990-2015 yılları arasında Afrika ülkeleri için gayri safi yurt içi hasılada (GSYİH) kaydedilen %12’lik düşüşün sorumlusu olarak artan çoraklaşma gösteriliyor.
- Sera gazı emisyonları az da olsa artmaya devam ederse, gezegendeki tüm karaların (Grönland ve Antarktika hariç) üçte ikisinden fazlasının yüzyılın sonuna kadar daha az su depolayacağı tahmin ediliyor
- Çoraklaşma, arazi erozyonu, tuzlanma, organik karbon kaybı ve bitki örtüsünün bozulmasıyla birlikte dünyadaki arazi bozulmasının en önemli beş nedeninden biri olarak kabul ediliyor.
• Orta Doğu’da artan çoraklaşma, bölgede daha sık görülen ve daha büyük kum ve toz fırtınalarıyla ilişkilendiriliyor - Artan çoraklaşma, iklimin değiştiği gelecekte daha büyük ve daha yoğun kontrol edilemeyen yangınlarda rol oynaması bekleniyor,
- Artan çoraklaşmanın yoksulluk, su kıtlığı, toprağın bozulması ve yetersiz gıda üretimi üzerindeki etkileri, dünya çapında, özellikle de çocuklar ve kadınlar arasında, artan hastalık ve ölüm oranlarıyla ilişkilendiriliyor,
- Artan kuraklık (drought) ve çoraklaşma (aridity) dünya çapında, özellikle de Güney Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika ile Güney Asya’nın aşırı kurak ve çoraklaşan bölgelerinden insan göçünün artmasında önemli bir rol oynuyor.
Rapor bir dönüm noktasına işaret ediyor
Raporda, çoraklaşmanın artışını belgelemenin yıllar boyunca zorlu bir süreç olduğu belirtiliyor. Uzun vadeli doğası ve yağış, buharlaşma ve bitki terlemesi gibi faktörlerin karmaşık etkileşiminin bu analizi zorlaştırdığı belirtiliyor. Bu nedenle yapılan ilk çalışmaların, çoğu zaman bilimsel uyarılarla karıştırılan çelişkili sonuçlar ürettiği ifade ediliyor.
Yeni rapor, küresel çoraklaşma eğilimlerinin kesin bir değerlendirmesi için gelişmiş iklim modellerinden ve standartlaştırılmış metodolojilerden yararlanarak bir dönüm noktasına işaret ediyor; çoraklaşmanın önlenemez yükselişini teyit ederken, aynı zamanda bunun altında yatan etkenler ve potansiyel gidişat hakkında kritik bilgiler sağlıyor.

Öneriler
Rapor, çoraklaşma ile mücadele için hem azaltım hem de adaptasyona vurgu yapan kapsamlı bir yol haritası sunuyor. Önerileri arasında:
• Çoraklaşmayı izlemenin güçlendirilmesi
Çorakllaşma ölçümlerini mevcut kuraklık izleme sistemlerine entegre edin. Bu yaklaşım, değişikliklerin erken tespit edilmesini sağlayacak ve koşullar kötüleşmeden önce müdahalelerin yönlendirilmesine yardımcı olacaktır. Yeni çoraklaşma Görsel Bilgi Aracı gibi platformlar, politika yapıcılara ve araştırmacılara değerli veriler sağlayarak erken uyarılara ve zamanında müdahalelere olanak tanıyor. Standartlaştırılmış değerlendirmeler küresel işbirliğini geliştirebilir ve yerel uyum stratejilerine bilgi sağlayabilir.
• Arazi kullanım uygulamalarını iyileştirin
Sürdürülebilir arazi kullanım sistemlerinin teşvik edilmesi, özellikle hassas bölgelerde artan kuraklığın etkilerini hafifletebilir. Arazi yönetimine yenilikçi, bütünsel ve sürdürülebilir yaklaşımlar, bir başka yeni UNCCD SPI raporunun odak noktasıdır: Sürdürülebilir Arazi Kullanım Sistemleri: Arazi Tahribatının Dengelenmesine toplu olarak ulaşmanın yolu, https://bit.ly/3ZwkLZ3 adresinde mevcuttur.
Bu sistemler ; Bir yerdeki arazi kullanımının başka yerlerdekileri nasıl etkilediğini dikkate alıyor, iklim değişikliğine veya diğer şoklara karşı dayanıklılığı bir öncelik haline getiriyor ve yerli halkların, yerel toplulukların ve hükümetin her kademesinin katılımını ve desteğini teşvik ediyor. Afrika’yı kapsayan bir arazi restorasyon girişimi olan Büyük Yeşil Duvar gibi projeler, istihdam yaratırken ve ekonomileri istikrara kavuştururken, kuraklıkla mücadele etmek ve ekosistemleri yeniden canlandırmak için büyük ölçekli, bütünsel çabaların potansiyelini ortaya koyuyor.
• Su verimliliğine yatırım yapın
Yağmur suyu hasadı, damla sulama ve atık su geri dönüşümü gibi teknolojiler, kurak bölgelerde kıt olan su kaynaklarının yönetimi için pratik çözümler sunmaktadır.
Savunmasız topluluklarda dayanıklılık oluşturmak
Yerel bilgi, kapasite geliştirme, sosyal adalet ve bütünsel düşünme, dayanıklılık için hayati öneme sahiptir. Sürdürülebilir arazi kullanım sistemleri, karar vericileri sorumlu yönetişim uygulamaya, insan haklarını korumaya (güvenli arazi erişimi dahil) ve hesap verebilirlik ve şeffaflığı sağlamaya teşvik eder. Kapasite geliştirme programları, mali destek, eğitim programları, iklim bilgi hizmetleri ve topluluk odaklı girişimler, çoraklaşmadan en çok etkilenenlerin değişen koşullara uyumunu sağlıyor. Kuraklığa dayanıklı mahsullere geçiş yapan çiftçiler veya kuraklığa daha dayanıklı hayvancılığı benimseyen işletmeler , artan adaptasyona örnek teşkil ediyor.
• Uluslararası çerçeveler ve işbirliği geliştirmek
UNCCD’nin Arazi Tahribatının Tarafsızlığı çerçevesi, ulusal politikaları uluslararası hedeflerle uyumlu hale getirmek ve krize birleşik bir yanıt sağlamak için bir model sağlar. Ulusal Uyum Planları, su ve arazi yönetimi zorluklarını ele alan tutarlı stratejiler oluşturmak için çoraklaşma planlamasının yanı sıra kuraklığı da içermelidir. UNCCD gibi çerçevelerin kolaylaştırdığı küresel düzeyde sektörler arası işbirliği, çözümlerin ölçeklendirilmesi için gereklidir.
Yorumlar
“On yıllardır dünyadaki bilim insanları, küresel ısınmanın arkasında artan sera gazı emisyonlarımızın yattığının sinyallerini veriyorlar. Şimdi, ilk kez bir BM bilimsel kuruluşu, fosil yakıtların yakılmasının dünyanın büyük bölümünde kalıcı kurumaya neden olduğu konusunda uyarıda bulunuyor; suya erişimi etkileyen potansiyel felaket etkileri, insanları ve doğayı felaketle sonuçlanacak dönüm noktalarına daha da yaklaştırabilir. Dünyadaki geniş topraklar çoraklaştıkça, eylemsizliğin sonuçları giderek daha vahim hale geliyor ve uyum artık tercih değil, zorunluluktur.” – UNCCD Kıdemli Bilim İnsanı Barron Orr
“Ortak çabalar olmazsa milyarlarca kişi açlık, yerinden edilme ve ekonomik gerilemenin damgasını vurduğu bir gelecekle karşı karşıya kalacak. Ancak yenilikçi çözümleri benimseyerek ve küresel dayanışmayı teşvik ederek insanlık bu zorluğun üstesinden gelebilir. Soru, buna yanıt verecek araçlara sahip olup olmadığımız değil, harekete geçme irademizin olup olmadığıdır.” – Nichole Barger, Başkan, UNCCD Bilim-Politika Arayüzü
“Bu rapor politika yapıcılar için bir uyandırma çağrısıdır: Çoraklaşma (Aridty) mücadele etmek sadece bilimden fazlasını gerektirir; çeşitli bakış açıları ve bilgi sistemleri gerektirir. Yerli ve yerel bilgileri en son verilerle birleştirerek kuraklığın ilerleyişini yavaşlatmak, etkilerini azaltmak ve kuruyan bir dünyada gelişmek için daha güçlü, daha akıllı stratejiler geliştirebiliriz.” – Sergio Vicente-Serrano, raporun ortak yazarı ve İspanya Pirene Ekoloji Enstitüsü’nde kuraklık uzmanı
“Bu rapor, zamanımızın belirleyici küresel sorunu olarak çoraklaşmanın ele alınmasına yönelik kritik ihtiyacın altını çiziyor. Farklı uzmanlıkları bir araya getirerek ve çığır açan teknolojilerden yararlanarak sadece değişimi ölçmüyoruz; dirençliliğe yönelik bir yol haritası hazırlıyoruz. Kuraklıkla mücadele etmek, yenilikçiliği, uyarlanabilir çözümleri ve herkes için sürdürülebilir bir geleceği güvence altına alma taahhüdünü birleştiren işbirlikçi bir vizyon gerektirir.” – Narcisa Pricope, ortak yazar, yer bilimleri profesörü ve Mississippi Eyalet Üniversitesi, ABD’de araştırmadan sorumlu başkan yardımcısı.
“Bu rapor güncel ve gerçekçi bir rapor. Artan kuraklık küresel manzarayı yeniden şekillendirecek, geleneksel yaşam biçimlerine meydan okuyacak ve toplumları toprak ve suyla ilişkilerini yeniden tasarlamaya zorlayacak. İklim değişikliği ve biyoçeşitlilik kaybında olduğu gibi, kuraklıkla mücadele etmek de koordineli uluslararası eylem ve sürdürülebilir kalkınmaya sarsılmaz bir bağlılık gerektiriyor.” – Andrea Toreti, eşbaşkan yazar ve kıdemli bilim insanı, Avrupa Komisyonu Ortak Araştırma Merkezi
Sayılarla Temel küresel eğilimler/öngörüler
- %77,6: Önceki 30 yıla kıyasla 1990–2020 yılları arasında daha kuru iklimlerin yaşandığı Dünya topraklarının oranı.
- %40,6: Son 30 yılda %37,5 olan kurak alan olarak sınıflandırılan küresel kara kütlesi (Antarktika hariç).
- 4,3 milyon km²: Nemli topraklar son otuz yılda çorak alanlara dönüştü; bu alan Hindistan’ın üçte biri kadar büyük
- %40: Tarımsal bozulmanın başlıca etkeni olan çoraklaşmadan etkilenen küresel ekilebilir araziler.
- %30,9: 1990’da %22,5 olan çorak alanlarda yaşayan küresel nüfus, 2020’de artış gösterdi
- 2,3 milyar: 2020’de çorak alanlarda yaşayan insan sayısı, en kötü iklim değişikliği senaryosuna göre 1990’a göre iki kat artarak, 2100 yılına kadar tekrar iki katından fazla artacağı öngörülüyor.
- 1,35 milyar: Asya’daki çorak alan sakinleri; küresel toplamın yarısından fazlası.
- 620 milyon: Afrika’daki çorak alan sakinleri—kıta nüfusunun neredeyse yarısı.
- %9,1: Dünya topraklarının olağanüstü çorak olarak sınıflandırılan kısmı; Atacama (Şili), Sahra (Afrika), Namib (Afrika) ve Gobi (Çin/Moğolistan) çölleri dahil.
- %23: En kötü senaryoya göre 2100 yılına kadar çölleşme riski “orta” ila “çok yüksek” olan küresel arazilerde artış
- “Çok yüksek” riskte +%8
- “Yüksek” riskte +%5
- “Orta” riskte +%10
Çevresel bozulma
- Arazi bozulmasının temel etkenleri: Artan çoraklaşma, arazi erozyonu, tuzlanma, organik karbon kaybı ve bitki örtüsünün bozulması
- %20: Artan çoraklaşma nedeniyle 2100 yılına kadar ani ekosistem dönüşümleri riskiyle karşı karşıya olan küresel araziler
- %55: Çoraklaşma nedeniyle habitat kaybı riski altındaki türler (memeliler, sürüngenler, balıklar, amfibiler ve kuşlar). Sıcak noktalar: (Çorak bölgeler): Batı Afrika, Batı Avustralya, İber Yarımadası; (Nemli bölgeler): Güney Meksika, kuzey Amazon yağmur ormanları
Ekonomi
- %12: Çoraklaşmaya atfedilen Afrika GSYİH düşüşü, 1990–2015
- %16 / %6,7: Orta düzeyde bir emisyon senaryosu kapsamında 2079 yılına kadar Afrika/Asya’da öngörülen GSYİH kayıpları
- 20 milyon ton mısır, 21 milyon ton buğday, 19 milyon ton pirinç: Artan kuraklık nedeniyle 2040 yılına kadar küresel mahsul rekoltesinde beklenen kayıplar
- %50: Yüksek emisyon senaryosu kapsamında Kenya’da 2050 yılına kadar mısır veriminde öngörülen düşüş
Su
- %90: Kurak alanlardaki yağış buharlaşarak atmosfere geri döner ve bitki büyümesine %10 kalır.
- %67: Orta düzeydeki emisyon senaryolarında bile küresel arazilerin 2100 yılına kadar daha az su depolaması bekleniyor
- %75: Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da 1950’lerden bu yana su mevcudiyetinde azalma
- %40: Yüksek emisyon senaryosu kapsamında And Dağları’ndaki ikinci akışın 2100 yılına kadar azalması ve Güney Amerika’daki su kaynaklarını tehdit etmesi bekleniyor
Sağlık
- %55: Çoraklaşma ve küresel ısınmasının birleşik etkileri nedeniyle orta emisyon senaryosu kapsamında Sahra Altı Afrika’da çocuklarda bodurluk oranında ciddi artış
- %12,5’e kadar: Çin’deki kum ve toz fırtınaları sırasında ölüm risklerindeki tahmini artış, 2013–2018
- %57 / %38: En kötü iklim senaryolarına göre 2100 yılına kadar ABD’nin güneybatısındaki ince ve kaba atmosferik toz seviyelerindeki sırasıyla artışlar
- %220: Yüksek emisyon senaryosu kapsamında 2100 yılına kadar Amerika Birleşik Devletleri’nin güneybatısındaki havadaki toz nedeniyle erken ölümlerde öngörülen artış
- %160: Aynı bölgede havadaki toz nedeniyle hastaneye kaldırılan vakalarda beklenen artış
Yangınlar ve ormanlar
- %74: Yüksek emisyon senaryoları kapsamında Kaliforniya’da 2100 yılına kadar kontrol edilemeyen yangınlarda yanan alanlarda beklenen artış
- 40: 20. yüzyılın sonlarındaki seviyelere kıyasla 2100 yılına kadar Yunanistan’da ek yıllık yüksek yangın tehlikesi gün sayısı
Not:
Kuraklık ve Çoraklaşma
Çoraklaşan bölgeler (Highly arid regions), kalıcı, uzun vadeli iklim koşullarının çoğu yaşam biçimini destekleyecek yağışın bulunmadığı ve buharlaşmanın yağış miktarını önemli ölçüde aştığı yerlerdir.
Kuraklık (Drought) ise ekosistemleri ve insanları etkileyen anormal, kısa vadeli bir su azlığı dönemidir ve sıklıkla düşük yağış, yüksek sıcaklık, düşük hava nemi ve/veya rüzgardaki anormalliklere atfedilir.
Kuraklık, doğal iklim değişkenliğinin bir parçası olmasına ve hemen hemen her iklim rejiminde ortaya çıkabilmesine rağmen, çoraklaşma, değişikliklerin önemli zorlamalar altında çok uzun süreli olarak meydana gelen istikrarlı bir durumdur.
Kaynak:
Fragkiska Megaloudi, +30 6945547877 (WhatsApp) fmegaloudi@unccd.int
Gloria Pallares, +34 606 93 1460 gpallares@unccd.int
Terry Collins, +1-416-878-8712 tc@tca.tc
The full report, The Global Threat of Drying Lands: Regional and global aridity trends and future projections, is available for media preview at https://www.unccd.int/resources/reports/global-threat-drying-lands-regional-and-global-aridity-trends-and-future
Beğenebileceklerin
-
İMMİB ve Su Politikaları Derneği’nin Birlikte Yürüttüğü AWARE Projesi Başladı
-
BM Raporu: Tarım arazileri kuruyor !
-
2 bin 500 kilometrelik yeni kıyı şeridi oluştu, 35 yeni ada ortaya çıktı
-
Gelir Adaletsizliği ,İklim Eşitsizliği ve Su Güvenliği İlişkisi
-
İklim Kanunu teklifi TBMM’de
-
Kuraklık, Çoraklaşma Büyük Tehdit