İklimbilimciler ve meteoroloji uzmanları ülkemizde yaşadığımız sıcak hava dalgalarının giderek daha sıklaşmaya başladığı uyarısını yapıyor. Bu konuda iklimbilimci Prof.Dr. Murat Türkeş “Normal iklime” karşı değişen hava ve iklim koşullarının iklimin kendi değişkenliğinden ayrı olarak iklim değişikliğinin alansal ve zamansal tutarlılığının ve şiddetinin arttığının bir kanıtı olarak görülebileceğini” açıkladı.
Bu açıklama ülkemizde yıldan yıla daha da etkili olmaya başlayan sıcak hava dalgalarının ve meteorolojik kuraklıkların belirli bölgelerimizde daha sık tekerrür ederek yerleşme eğiliminde olduğunu gösteriyor.
Su Politikaları Derneği olarak 2020 yılından bu yana 12 aylık MGM nin meteorolojik kuraklık haritalarını inceledik.
Bu haritalar incelendiğinde bazı bölgelerimizde şiddetli ve çok şiddetli meteorolojik kuraklığın etkisinn daha sık yaşandığı görülüyor.
Son yıllarda bölgesel olarak yaşanan şiddetli ve çok şiddetli yıllık meteorolojik kuraklıklar Trakya , Orta ve Güney Ege, Doğu Akdeniz ile Güneydoğu Anadolu’nun orta bölgelerinde ve Hatay,İskenderunda daha sık olarak tekerrür ediyor.
Kuraklık sinsi bir tehdittir. Bu nedenle etkisi altına aldığı ve tekerrürü sıklaşan bölgelerin çok dikkatli bir şekilde takip edilmesi gerekir. Meteorolojik kurak yılları daha sık yaşamaya başlayan bölgelerimizde suyun daha verimli kullanılmasına yönelik çalışmalar daha da hızlanmalı.
BAZI HAVZALARDA 2030’da SU BÜTÇESİ AÇIĞI OLUŞACAK
Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Nehir Havzalarında Su Nüfusu Projeksiyonu Raporunda (Aralık 2022) “iklim değişikliğinin havza ölçeğinde su bütçesine etkileri araştırılmış.
Bu çalışmada bazı önlemler alınsa bile Meriç-Ergene,Kuzey Ege ,Susurluk,Büyük Küçük Menderes,Gediz ,Konya kapalı havzası ,Kızılırmak,Asi,Ceyhan ,Dicle ve Fırat nehir havzalarında 2030 yılında su açığı oluşacağı tespit edilmiş.
Yaptığımız çalışmalarda bu havzaların birçoğunda son yıllarda meteorolojik kuraklığın daha sık yaşanmaya başladığını tespit ettik.
SU YÖNETİMİDE KURUMSAL KAPASİTEMİZ ARTTIRILMALI,
Bu sonuçlar Su Yönetiminde yasal ve kurumsal olarak radikal düzenlemelere ihtiyaç olduğunu ortaya koyuyor. Bu tedbirlerin hızla alınması gerekli. Ulusal Su Raporu (2019-2023) de belirtildiği gibi Türkiye’de suyun havza ölçeğinde bütünleşik olarak yönetimine hızla geçilmelidir.