Sulama maliyetlerinde sürekli artan enerji maliyeti etkisi, iklim değişikliği nedeniyle artan sulama ihtiyacı ve diğer etkenler, sulama yönetimi konusunda kurumsal kapasitenin geliştirilmesi gerektiğini ortaya koydu. SPD Başkanı Dursun Yıldız ;bu konuda bugüne kadar yaptıkları çalışmalardan da yola çıkarak daha verimli bir sulama yönetimi için Kurumsal Kapasite’nin geliştirilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Dursun Yıldız yaptığı açıklamada :
Bu konuda yapılması gereken modern sulama teknolojilerine geçişin yanısıra, sulamada verimlilik için Sulama Kooperatifleri, sulama birliklerinin kurumsal yapıları güçlendirilmelidir. Ayrıca etkin bir sulama politikası ve verimli tarımsal üretim için Toprak-Su Genel Müdürlüğü benzeri bir kuruluş yeniden kurulmalıdır. dedi.
Dursun Yıldız açıklamalarına şöyle devam etti;
Etkin bir sulama politikası sadece büyük fiziksel yapılar ,göletler sulama kanalları inşa ederek geliştirilmez .Bu yapılar işin sadece bir bölümü olup etkin bir sulama politikası için birbirini tamamlayan birçok adıma ihtiyaç duyulur. Bu kapsamda arazi toplulaştırılması, tarla içi drenaj , diğer tarla içi hizmetler ve çiftçi eğitimi gibi özel ihtisas isteyen hizmetlere de ihtiyaç duyulur.
1984 Yılında Kapatılarak Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile birleştirilmişti
Sulama sektöründe DSİ tarafından yapılan sulama suyu getirme çalışmalarının tarla ölçeğinde tamamlayıcısı olan Toprak-Su Genel Müdürlüğü 1984 yılında kapatılarak Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile birleştirilmiştir. Daha sonra adı geçen genel müdürlük de 2005 yılında kapatılarak görev yetki ve sorumlulukları İl Özel İdarelerine devredilmiştir
Boşluk ortaya çıktı
Bunun sonucu olarak Toprak-Drenaj, Çiftçi Eğitimi ve arazi toplulaştırma çalışmalarında önemli bir boşluk ortaya çıkmıştır. Her ne kadar daha sonra arazi toplulaştırma hizmeti DSİ Genel Müdürlüğü uhdesinde yürütülmeye başlamış olsa da tarla içi hizmetlerinin etkin bir şekilde verilmesindeki aksama sürmüştür. Bu durum sulama randımanının arttırılmasına engel olmuş ve ürün verimliliği de olumsuz yönde etkilenmiştir.
Bir taraftan su ve toprak kaynaklarının geliştirilmesi için havza ölçeğinde yapılacak çalışmaların önemine vurgu yapılırken diğer taraftan yukarıda belirtilen hizmetlerin il ölçeğindeki kurumlara devredilmesi bir çelişki olarak ortaya çıkmıştır.
Ülkemizde su kaynaklarının yaklaşık %74’ünün kullanıldığı tarımsal sulamadaki verimliliğin arttırılması için bu konunun tekrar değerlendirilmesinde büyük fayda vardır.
Dursun Yıldız açıklamasını şöyle tamamladı.
Bu kapsamda Toprak-Su Genel Müdürlüğü veya benzeri bir uzman kuruluşun yeniden kurulması düşünülmelidir. DSİ ile görev yetki çakışması yaratacak olan konular DSİ’den alınarak yeniden kurulacak olan Topraksu Genel Müdürlüğüne devredilmelidir.
Dursun Bey, yazınızı keyifle okudum. Evet, Tarla-içi sulama yönetiminde gerçekten bir bilgi açığı çıktı TOPRAKSU ve Köy Hizmetleri kapatıldıktan sonra.Burada aslında hep deriz Tarım Suyun % 75 ini kullanıyor diye!.En önemli yer de Tarla dır ve biz burayı unuttuk. Verimlilik istiyorsak burası bu tarla ve çiftçi ölçeyi bizim için en önemli girdi olmasıdır. Fakat burayla kimse ilgilenmiyor ve daha önce elde ettiğimiz bilgiler ve tecrübeler de yok oldu. Yeni nesillere aktaramadık. Sonra kurumları kapatırken hidrolojik datalar da sanırım yok oldu ki bunları elde etmek için ne çaba, zaman ve para harcamıştık. Şimdi tekrar bu kurumlar açılırmı yoksa DSİ nin altında bir birimle mi yönetilir bilemem ama muhakkak buraya yönelmemiz gerekiyor. Yoksa Su yönetimindeki %50 perfonmansımızı yükseltemeyiz. Yeni kurum açarken de çok başlılığa izin de verilmemelidir!! Bunada dikkat etmek gerekir.Saygılar
Hüseyin Gündoğdu
Temmuz 6, 2024 at 11:14 am
Dursun Bey, yazınızı keyifle okudum. Evet, Tarla-içi sulama yönetiminde gerçekten bir bilgi açığı çıktı TOPRAKSU ve Köy Hizmetleri kapatıldıktan sonra.Burada aslında hep deriz Tarım Suyun % 75 ini kullanıyor diye!.En önemli yer de Tarla dır ve biz burayı unuttuk. Verimlilik istiyorsak burası bu tarla ve çiftçi ölçeyi bizim için en önemli girdi olmasıdır. Fakat burayla kimse ilgilenmiyor ve daha önce elde ettiğimiz bilgiler ve tecrübeler de yok oldu. Yeni nesillere aktaramadık. Sonra kurumları kapatırken hidrolojik datalar da sanırım yok oldu ki bunları elde etmek için ne çaba, zaman ve para harcamıştık. Şimdi tekrar bu kurumlar açılırmı yoksa DSİ nin altında bir birimle mi yönetilir bilemem ama muhakkak buraya yönelmemiz gerekiyor. Yoksa Su yönetimindeki %50 perfonmansımızı yükseltemeyiz. Yeni kurum açarken de çok başlılığa izin de verilmemelidir!! Bunada dikkat etmek gerekir.Saygılar
Dr. Hüseyin Gündoğdu