Su güvenliği ile çevre arasındaki bağlantı, hem ekosistemlerin hem de insanların sağlığı ve sürdürülebilirliği açısından kritik bir öneme sahiptir.
Çevre sağlığı, su kaynaklarının kalitesini doğrudan etkiler. Ormanların tahrip edilmesi, kimyasal atıklar, tarım ilaçları gibi unsurlar yer altı ve yüzey sularını kirletir.Kirli çevre kirli su kaynaklarını oluşturur ve su güvenliğinin tehdit altında olmasına neden olur. Bu nedenle çevresel sürdürülebilirlik olmadan su güvenliği sağlanamaz.
Ekosistem dengesi su güvenliğimizin sigortasıdır.
Doğal ekosistemler (örneğin sulak alanlar, ormanlar), suyu filtreleyerek temizler.Aynı zamanda suyun doğal döngüsünü dengeleyen sistemlerdir. Bu sistemlerin bozulması, su kaynaklarının kirlenmesine ve azalmasına yol açar.
Doğal çevre su güvenliğinin temelidir.
Doğal çevre ne kadar sağlıklıysa, su kaynakları da o kadar temiz, bol ve güvenlidir. Bu yüzden çevreyi korumak, aslında gelecekteki suyumuzu da korumaktır.
Çevre güvenliği ve su güvenliği birbirine bağımlıdır. Çevreyi korumadan, suyu koruyamayız. Aynı şekilde su kaynaklarını güvence altına almadan çevreyi de sürdürülebilir kılamayız.
Su Politikaları Derneği olarak bu önemli konuyu araştırma dizimizin üçüncü raporunda ele alarak “Su Güvenliği Çevreden Başlar “ başlıklı raporumuzu yayınladık. Raporumuzun bu çok önemli ilişki konusunda farkındalığın artmasına katkıda bulunacağına inanıyoruz.