Müsilajı oluşturan fitoplankton, ekosistemin devamı için gerekli olan fotosentez olayının bir parçası. Uzmanlar Fitoplanktonun bu denli çoğalarak parçalanırken müsilajlı yığın oluşturmasının sıcaklık, kirlilik artışı ve durgunluk gibi bazı değişkenlerin biraraya gelmesi ile oluştuğunu belirtiyor. Yani kıyılarda artan insan faaliyetleri bu oluşumun önemli bir faktörü. Evsel ve endüstriyel atıklar denizlere ulaşarak veya denizlerdeki kirlilik artarak ekosistem dengesini bozuyor.Görsel kirlilik yaratıyor ancak bunun yanısıra balıkçılık ve turizmi de etkileyerek ekonomik kayıplara neden olabiliyor. Fitoplanktonlar parçalanma sırasında sudaki oksijeni kullandığı için çözünmüş oksijen miktarında azalmaya neden oluyor. Bu da diğer canlıların alanlarını örterek sucul ekosistemin tahrip olmasını getiriyor.
Yeni bir oluşum değil
Müsilaj aslında çok yeni bir oluşum değil. Uzmanlar müsilajın , Akdeniz’de 1800’lü yıllardan itibaren gözlendiğini belirtiyor. 90’lı yıllardan sonra insan baskısındaki kıyılarda arttı. Marmara Denizi’nde 2007’den beri zaman zaman oluştu ancak 2021 yılında en üst düzeyde yaygın olarak gerçekleşti.
Bu da müsilajı oluşturan değişkenlerden kirlilik ve sıcaklığın süreç içinde artarak müsilajın oluşmasını daha yaygın ve etkili hale getirdiğini gösteriyor.
Müsilaj bir su kalitesi yönetimi sorunu ve potansiyel tehlike göstergesidir.
Nüfus ve ihtiyaçların artması kıyısal alanlardaki baskıyı da arttırıyor. Dolgu alanlar denizin kendisini temizlemesini engelliyor. Müsilaj sadece Marmara Denizi için değil tüm kıyılarımız için bir tehdit olup ortaya çıkma potansiyeli kirlilik yükünde ve sıcaklıktaki artış ile artıyor. Müsilaj bir su kalitesi yönetimi sorunu olup karalardan gelen ve denizlere bırakılan kirlilik etkisi ile tetiklenir. Bir diğer deyişle müsilaj oluşumu ortamdaki kirlilik artışına ve çözünmüş oksijenin azalmasına işaret eder. Bu da açıkça deniz kıyılarımızın kirlenmekte olduğunu gösterir.
Müsilaja karşı alınması gereken önlemler bütünleşik bir anlayışla ve tüm nehir havzasını etkin bir şekilde yönetmek olmalıdır. Müsilaj tehditi parçacı ve dönemsel tedbirlerle ortadan kalkmaz. Tedbirlerin sürekli ve bütüncül olması gerekir.
Müsilaja karşı sürdürülebilir mücadele için Kıyı yönetim planlarımız ve kıyı bölgelerimizdeki nehir havza koruma planları, bütünleşik bir anlayışla bir an önce uygulamaya konulmalıdır.
Okusana.ORG
Ağustos 5, 2024 at 8:18 am
💚