su güvenliği
Litani Nehri: İsrail’in Asırlık Stratejik Hedefi
Yayınlandı
1 yıl önceon
Yazar
Dursun YıldızManda dönemi boyunca daha fazla göç alabilmek için Filistin’in kapasitesinin arttırılması konusunda çok çaba sarfedilmişti. O dönemde Litani Nehri, Fransız mandası altındaki bölgeye dahil edilmişti ve gelecekteki Yahudi Anavatanının bir parçası olarak yer almıyordu.
Palästina dergisinin 1927 tarihli bir baskısında tarım uzmanı Herman Hirsch’in Filistin’deki gübre durumuyla ilgili bir raporu yer aldı[1]. Bu raporda güherçile üretme araçlarının geliştirilebileceğinden söz ediliyor ve bu süreç çok fazla elektrik gerektirecektir, ancak “belki de Kuzey Filistin’deki Litani bu amaca uygun olabilir” deniyordu. Yahudi Anavatanının sınırları dışındaki bir su kaynağına yapılan atıflar Litani Nehri’nin Siyonist düşüncede sahip olduğu güçlü konumu göstermekteydi. Bu ilgi daha sonra da devam etti.
Litani, Siyonist liderlik tarafından unutulmadı. 1942’de olağanüstü bir Siyonist konferansında konuşan, o zamanlar Yahudi Ajansı’nın (yani kabinenin) başkanı olan David Ben-Gurion, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki Filistin’in geleceği hakkındaki görüşlerini açıkladı. Burada ele alınan konular arasında tarımsal üretim de vardı ve Ben-Gurion’a göre en büyük potansiyel Filistin’in güneyindeki Negev çölünde yatıyordu. Burası bir çöl olduğundan yerleşim ve tarım için büyük bir sulamaya ihtiyaç duyuyordu Suyun getirilebileceği nehirler kuzeydeki nehirler (Yarkon, Ürdün, Yermuk, Litani)”olarak düşünüldü[2]. Konuya kısaca değinilmişti, ancak Siyonistlerin Yahudi Anavatanı dışından su elde etmeye yönelik güçlü stratejileri de ortaya çıkmıştı.

İsrail’in Kuruluşundaki Su Güvenliği Planı
1917 Balfour Deklarasyonu ile İngiltere’den Filistin mandası topraklarında kurulacak bir ‘Yahudi Ulusal Evi’ sözü alan Siyonist liderler, 1919’da Deklarasyon sonrası çizilen sınırların değiştirilmesi talebinde bulundular.Daha doğrusu önemli su kaynaklarının Filistin mandasına, sonrasında da Yahudi devletine dahil edilmesini talep etiler.
Siyonist liderler henüz kurulmamış olan İsrail’in sınırlarını su havzalarına göre çizmeye ve Litani Nehrini de bu sınırlar içine almaya çalıştılar Bu telep reddedildi ve Yahudi göçleri sonucu bölgede nüfusun oldukça artmasıyla su problemi acil hale geldi. İsrail su kıtlığı problemini çözmek için uluslararası anlaşmaları ihlal eden bir projeyi hayata geçirdi. Lowdermilk Planı (1944) Ürdün Nehri’nin sularının yönünün tek taraflı olarak değiştirilip havza dışına çıkarılmasını, Yahudi yerleşimlerine su sağlanmasını ve Necef Çölü’nün sulanarak tarıma uygun hale getirilmesini öngörüyordu. 1953’te yapımına başlanan, İsrail ile Arap komşuları arasında çatışmalara sebebiyet veren, günümüzde halen çalışmakta olan İsrail Ulusal Su Taşıyıcısı Lowdermilk planı doğrultusunda yapılandırıldı. İsrail, dev boru hatları, açık kanallar, yer altı tünelleri ve pompa istasyonlarından oluşan bu 130 kilometrelik Taşıyıcı Su Hattı ile ülkenin kuzeyindeki su kaynaklarını güneydeki tarım arazileriyle buluşturdu.

Siyonist liderliğin Litani’ye olan ilgisi Paris Barış Konferansı sırasında açıkça ortaya çıktı. 1919’da tarım bilimci Aaron Aaronsohn bu yola öncülük etti. Filistin ve Güney Lübnan’ı incelemiş ve Yahudi Anavatanının geleceğini güvence altına almak için Litani Nehri’nin gerekli olduğuna ikna olmuştu. Onun asıl düşüncesi ekonomikti ve bu da su temini anlamına geliyordu.İsrail’in ilgi alanını kuzeye, Güney Lübnan’a doğru genişletmesi yaklaşımı genel olarak onaylanmış görünüyordu. Ancak Litani farklı bir havzaya aitti ve bu nehrin kaynağından tümüyle kontrol edilmesi öneriler arasında yoktu. Bu yaklaşım Litani’yi Negev Çölüne yönlendirmekten söz eden David Ben-Gurion’un önerisinin tam tersiydi. Ben-Gurion’a göre Yahudi Anavatanı Litani’ye kadar uzanıyordu ama nehre olan ilgisi öncelikle onun askeri stratejik öneminden kaynaklanıyordu. Kendisi bu noktaya daha 1918 yılında değinmişti ve uzun siyasi kariyeri boyunca bu görüşünü değiştirmedi. Başbakanlık yaptığı iki dönem arasındaki dönemde bu fikrini daha da geliştirdi. Yeni planı; Güney Lübnan’ın Litani’ye kadar işgal edilmesi ve Beyrut’taki sadık Maruni hükümetiyle ittifak yapılarak , İsrail’e karşı oluşan Arap birliğini parçalamanın ilk adımlarının atılmasıydı.
1948 savaşında İsrail Ordusu( IDF), Litani’ye ulaştı ancak Güney Lübnan’ın tamamını işgale çalışmadı ve ateşkes anlaşmaları kapsamında geri çekildi. Daha sonra Lübnan’a doğru genişleme yaklaşımı İsrail’de genel olarak onaylanmadı (bu görüş Ben-Gurion tarafından da dile getirildi). Bu düşünce farklılığının nedenleri ; o dönemde bu tür bir genişlemenin getireceği pek çok zorluğun yanı sıra, Lübnan’la bir anlaşma umudu taşınması olarak açıklanmıştı.

İsrail’in Güney Lübnan’a yönelik stratejileri
Ancak1950’lerin ortalarında Lübnan’la herhangi bir işbirliğinin olmayacağı giderek daha belirgin hale geldi. İsrail, ABD’nin Ürdün Nehri için Johnston Planı kapsamına Litani Nehri’nin de dahil edilmesini savundu, ancak pek başarılı olamadı. İkinci tur görüşmelerde Johnston, İsrail’in Litani’ye yönelik iddiasını reddetti ancak müzakerelerdeki bir başka kilit noktayı kabul etti: İsrail’in, Necef Çölü’nü sulamak için Ürdün sularını havzanın dışına yönlendirmesine izin verilmesi gerektiği kabul edildi.
Bu gelişmeler ile Litani Nehri siyasi olarak erişilemez hale geldi ve Ben-Gurion’un büyük planı öne çıktı.Litani bir savaş hedefi olarak görüldü ve hatta daha sonra 1978’de Litani Askeri Operasyonu yapıldı. Ancak İsrail, o günlerde olduğu gibi bugün de askeri anlamda daha güçlü taraf olmasına rağmen Litani Nehri tamamen Lübnan’ın kendi sınırları içerisinde aktığı için siyasi olarak zorlandı. Lübnan bu konuda hâlâ siyasi açıdan üstünlüğü elinde tutmaktadır.
ABD: Litani Suyu Gazze’ye Aksın (1955)
Johnston Planı Sonrası ABD İsrail’e Litani Nehri sularının daha sonraki bir tarihte konuşulması olasılığından söz etti. İsrail’in iddialarını ertelemesine ve Litani Nehri projesine dahil olmasına rağmen ABD, Litani’nin yönünü değiştirmeyi düşünmeye hâlâ açıktı ve Şubat 1955’te İsrail’deki Amerikan Büyükelçiliği, Litani sularının Gazze Şeridi’ndeki durumu iyileştirebileceğine işaret etti.
Bu bölgeye ilişkin beklentiler oldukça kötüydü ve rapora göre ekonomik kalkınma ve mültecilerin kalıcı olarak Gazze Şeridi’ne yerleşmeleri için tek çözüm Lübnan nehrinin kullanılması olacaktı. Bu önerinin, İsrail’in suyun başkalarına aktarılmasına izin vermesi ve Lübnan’ın da sularını diğer Araplarla paylaşma konusundaki istekliliği sayesinde mümkün olabileceği kaydedildi. Ayrıca bu girişimin pahalı olacağı ancak “İsrail’in komşu Negev bölgesine getireceği Ürdün Nehri suyu projesinden daha pahalı da olmayacağı konuşuldu. Ancak Litani suyu ne Gazze’ye ne de Negev Çölüne aktarılabildi

Litani Nehri İsrail’in Gündeminden Düşmez
Litani Nehri Siyonizm ve İsrail tarihinin içinden akar. Ancak bu nehrin Siyonistlerin ve İsraillilerin bu bölgede aldığı her stratejik kararın arkasındaki itici güç olduğunu iddia etmek de zordur. İsrail’in kuruluş döneminde Litani Nehri birkaç gez gündeme gelmiş daha sonra rafa kaldırılmış ancak tekrar gündemin üst sıralarına çıkmıştır.
Örneğin; İsrail’in Litani hedefi 1956’nın küllerinden yeniden doğmuş ve 1978’de İsrail Ordusu çarpıcı adı ‘Litani Operasyonu’ olan bir operasyonla Güney Lübnan’a girmişti. 1982’de İsrail, Güney Lübnan’ı Litani nehrine kadar kalıcı olarak işgal etti. Bu kararların arkasındaki bir dizi faktörün arasında İsrail’in Litani Nehrine sahip olmak istemesin olduğu da söylendi. Her ne kadar İsrail bu dönem içinde Litani suyunu kullanmış ancak bir başka bölgeye çevirmemişti. İsrail 2000 yılında Lübnan’dan çekilmiş olsa da Litani ile ilgili planlarından tümüyle vazgeçtiği söylenemez.
Bugünlerde İsrail’in Güney Lübnan’a beklenen askeri harekatının hedeflerinin daha öncekilerden farklı olma ihtimali yüksektir. Bu harekatın askeri ve siyasi hedeflerine bağlı olarak İsrail Litani Nehri ile ilgili asırlık stratejisini uygulamaya koyabilir. İsrail bundan sonraki askeri güvenlik ve su güvenliği planlarını Gazze ve Batı Şeria’daki Filistinli nüfusun hangi topraklarda yaşamaya yönlendireceğine göre yapacaktır.
Negev Çölü Alternatifi gündeme gelir mi ?
2023 yılının Ekim ayında Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi Negev (Necef) Çölü’nden, İsrail’in Gazze’deki operasyonlarını sona erdirene kadar Gazze’li Filistinlilerin gönderilmesi için alternatif bir yer olarak söz etmişti.
Bu bölge, Filistinlilerin Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nden kitlesel olarak tahliye edilmesi projelerinde veya ‘arazi takası’ olarak bilinen projelerin farklı biçimlerinde gündeme gelmişti. Uzmanlar 1950’li yıllardan bu yana Negev Çölü fikrinin, Filistinlilerin sürgün edileceği alternatif bir hedef olarak önerildiğini ancak sonuç alınamadığını belirtmektedir.
Necef Çölü, işgal altındaki Filistin topraklarının güneyinde 14 bin kilometrekareden fazla bir alanı kaplamasına rağmen Filistinlilerin tahminlerine göre nüfusu 100 bini geçmiyor. Buradaki yaklaşık 46 köyün nüfusu 400 ile 5 bin arasında değişiyor.
İsrail’in bu kez Gazze’de uyguladığı işgal ve Güney Lübnan için planladığı askeri harekatlarının kalıcı hedefleri daha öncekilerden farklı olacaktır. Bu hedeflerden bazılarının Gazze ve Batı Şeria’daki Filistinli nüfus yükünü komşu ülkelere kaydırmak veya bu hedefe yönelik kalıcı adımlar atmak olduğu söylenebilir. Ancak bunun başarılması geçmişte olduğu gibi bugün de zor görünmektedir. Bu durumda İsrail Filistinlileri başlangıçta kısmen Negev Çölüne yönlendirebilir. Böylece bir plan dahilinde Gazze’de sosyal-demografik değişim ve mutlak askeri güvenlik sağlama projesini daha kolay uygulamaya koyabilir. Bu bölgede ihtiyaç duyulan su konusunda daha önceki planları raftan indirebilir. Bu nedenle İsrail’in gerçekleştireceği Güney Lübnan harekatı, bölgede su denklemi dahil olmak üzere birçok konuda hazırlanan orta ve uzun vadeli planların uygulanmasına yönelik bir adım olacaktır.
Kaynak: Anders Grını Hamre (2011) Unforgettable Litani The Litani Rıver In Zionist And Israeli Water Strategy 1881-1956. M.A. Thesis In History Department of Archaeology, Conservation and History. University of Oslo Spring 2011
[1] Hermann Hirsch. „Palästinensische Düngungsfragen‟ Palästina Heft 12 1927, www.compactmemory.de, 572-581. „Vielleich wäre dafür der Litani im Norden Palästinas geeignet‟.
[2] David Ben-Gurion, Palestine in the post-war world: address (London: The Jewish Agency for Palestine, 1942), 5-7; Morris 2000, 106-111, 167-173.