Şebeke suyu kalitesine duyulan güvensizliğin kamudaki yolsuzluk algısıyla ilişkili olduğu ileri sürülüyor.
26 Ağustos 2024
Northwestern University
Yeni bir çalışma, dünya çapında yapılan bir ankete katılan yetişkinlerin yarısından fazlasının önümüzdeki iki yıl içinde sudan ciddi şekilde zarar görebilecekleri algısına sahip olduklarını ortaya koyuyor.
Northwestern Üniversitesi ve Chapel Hill’deki Kuzey Carolina Üniversitesi’ndeki küresel sağlık uzmanları tarafından yürütülen bir çalışma, halkın şebeke suyu güvenliği konusundaki algısını tespit etmeye çalıştı.
Northwestern’de antropoloji ve küresel sağlık profesörü ve yeni çalışmanın kıdemli yazarı Sera Young, “Suyumuzun güvensiz olduğunu düşünürsek onu kullanmaktan kaçınırız.Musluk suyumuza güvenmediğimizde, son derece pahalı ve çevreye zararlı olan ambalajlı su alıyoruz, sağlığa zararlı gazlı şekerli diğer içecekleri içiyor, yüksek oranda işlenmiş hazır gıdalar tüketiyoruz.Güvensiz suya maruz kalan bireyler aynı zamanda daha fazla psikolojik stres yaşar ve depresyona yakalanma riski daha yüksektir.” açıklamasını yaptı.
Yazarlar, 2019 Lloyd’s Register Foundation Dünya Risk Anketi’nden 141 ülkedeki 148.585 yetişkinden elde ettikleri verileri kullanarak, şebeke suyu temininden zarar görme endişesinin yüksek oranda yaygın olduğunu tespit etti. Bu oran en yüksek Zambiya’da, en düşük Singapur’da çıktı. Genel ortalama ise %52,3 olarak belirlendi.
Araştırmada ayrıca şebeke suyunun zararlı olduğunu düşünenler arasında kadınlar, şehir sakinleri, eğitimli bireylerin oranı daha yüksek çıktı.
Araştırmacılar, içme suyunun kalitesini bozan faktörler arasında, yetersiz altyapı ve düşük Gayri Safi Yurtiçi Hasıla gibi faktörlerden daha çok büyük yolsuzlukların etkili olduğunun düşünüldüğü sonucuna ulaştı.
Bunun yanısıra temel içme suyu hizmetlerine sürekli erişimin olduğu ülkelerde bile şebeke suyunun güvenliğine ilişkin şüphelerin yaygın olduğu belirlendi. ABD’de bile ankete katılanların yüzde 39’u kısa vadede içme suyunun ciddi zarar verebileceğini öngördü.
UNC Gillings Küresel Halk Sağlığı Okulu’nda doktora öğrencisi ve çalışmanın ilk yazarı Joshua Miller, “Araştırmamız, güvenli içme suyu sağlamanın yanısıra insanların su kaynaklarına güven duymasını sağlamanın da zorunlu olduğunu vurguluyor” dedi.
Araştırmacılar, birçok kirleticinin görünmez, kokusuz ve tatsız olması nedeniyle, tüketicilerin su kaynaklarının tehlikelerini ve güvenliğini değerlendirmelerinin zor olduğunu belirtiyor. Yeterli bilgi olmadan çoğu kişi, önceki deneyimlerine, medya raporlarına ve kişisel değer ve inançlarına dayanarak sularının güvenliğini değerlendirmek zorunda kalıyor.
Araştırmacılardan Young, ” yöneticilerin şebeke suyu konusunda halkın güvenini artırmak için çalışma yapmaları gerekiyor dedi.
Su Enstitüsü müdürü Aaron Salzberg, “Bu, ulusal kalkınma planlarında ve stratejilerinde bu hizmetleri önceliklendirmek için daha fazla dikkat ve siyasi iradeyi harekete geçirebilecek ve bizi güvenli içme suyuna evrensel erişim sağlamaya yaklaştırabilecek türden bir çalışmadır” dedi. UNC Gillings Küresel Halk Sağlığı Okulu.
Salzberg daha önce ABD Dışişleri Bakanlığı’nda su kaynakları özel koordinatörü olarak görev yapmıştı; burada içme suyu ve sanitasyon, su kaynakları yönetimi ve sınıraşan su konularına ilişkin ABD dış politikasının geliştirilmesinden ve uygulanmasından sorumluydu.
Kaynakça:
Joshua D. Miller, Chad Staddon, Aaron Salzberg, Julius B. Lucks, Wändi Bruine de Bruin, Sera L. Young. Self-reported anticipated harm from drinking water across 141 countries. Nature Communications, 2024; 15 (1) DOI: 10.1038/s41467-024-51528-x
Northwestern University. “Public trust in drinking water safety is low globally.” ScienceDaily. ScienceDaily, 26 August 2024. <www.sciencedaily.com/releases/2024/08/240826182932.htm>.