Connect with us

İklim Değişimi

Dursun Yıldız SDD’nin Kırmızı Koltuk söyleşisinde konuştu: Su temini kamu hizmetidir. Su güvenliği riskimiz artıyor!

Yayınlandı

on

Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız 25 Kasım 2025 tarihinde Sosyal Demokrasi Derneği’nin düzenlediği Kırmızı Koltuk söyleşisinde “ İklim Krizi ve Su Güvenliği “ başlıklı bir konferans verdi.

Etkinliğin başında Sosyal Demokrasi Derneği Başkanı Sami Doğan bir açılış konuşması yaparak su kaynaklarının ve sürdürülebilir yönetiminin ülkelerin ekonomisinde  artan önemine dikkat çekti Başkan Sami Doğan  su kaynakları üzerindeki iklim değişikliği baskısının giderek artmakta olduğu belirterek bunun ülkelerin gıda güvencesinden  enerji üretimine ve dış politikalarına kadar birçok etkisinin  ortaya çıktığı belirtti. Bu nedenle bu etkinlikte bu konuyu ele almayı uygun gördüklerini söyleyerek konuşmasını tamamladı.

Su Politikaları Derneği Başkanı  ve Su Politikaları Uzmanı Dursun Yıldız konferansının başında dünyada gelir dağılımı  adaletsizliği ve iklim eşitsizliği   su, gıda ve çevre güvensizliğini  artırıyor diyerek  sosyoekonomik derin eşitsizlikleri ele almadan iklim, su, çevre, gıda  krizleriyle gerektiği gibi başa çıkmamızın mümkün olamayacağı görülüyor  açıklamasını yaptı

Dursun Yıldız  devamla; “Türkiye yarı kurak bir iklim kuşağında ter alan bir bölgesel kuraklık ülkesidir. Bu bölgesel kuraklıklar iklim değişikliğinin etkisiyle daha sık ve şiddetli duruma gelmiştir.İklim değişikliğinin etkileri 2012 yılında Çevre ve Şehircilik bakanlığınca hazırlanan  raporlarda yer almıştır.Ayrıca 2016 yılında Su Yönetimi Genel Müdürlüğü’nin İklim Değişikliğinin Su Kaynaklarına Etkisi Projesi tamamlanmıştır. Bu çalışmanın sonuçları Türkiye’nin büyük bölümünde su kaynaklarının iklim değişikliği etkisi altında olacağını ortaya koymuştur.Ayrıca Türkiye’nin dörtte biri çölleşmeye çok hassas durumda olup çölleşmede iklim ve suyun etkisi yaklaşık %50 olarak belirlenmiştir.”  Diyerek Dünya’da ve Türkiye’de meteorolojik afet sayılarında ve yıllık ortalama sıcaklık trendinde sürekli bir artış eğilimi olduğunu vurguladı.

Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sn Cevdet  Yılmaz’ın Ekim ayı içinde yaptığı 2 açıklamada Su konusunda ciddi tedbirler düşünmek ve  riskleri bertaraf etmek zorunda olduğumuzu  açıklaması ,su meselesi üzerinde daha hassas bir şekilde duracağız demesi ve şehir şebekelerinde muazzam bir kayıp kaçak olduğunu belirtmesi ,kapsamlı bir yol haritası hazırlandığını ifade etmesi çok önemli olduğu kadar bu konudaki geç kalmışlığımızı da ortaya koyuyor diyen Dursun Yıldız konuşmasına Su güvenliğimizi riske atan iklim değişikliği mi  yoksa plansız, liyakatsız, vizyonsuz,kamu hizmeti anlayışından uzaklaşan  su yönetimi mi ? sorusu ile devam etti.

Su yönetimimizin çok başlı çok parçalı ve koordinasyon eksikliği içinde olduğunu  belirten Yıldız, su yönetiminde Su, Enerji, Gıda ve Çevre sektörlerinin birbirleri ile  ilişkisini anlamak  ve buna göre politika belirlemek zorundayız dedi. Suda miktar kadar kalite yönetiminin de önemli olduğunu belirten Yıldız yüzey ve yeraltısuyu kaynaklarımız hızla kirleniyor, bu tespitler “ Türkiye’nin havzalarının yarısında su kalitesinin yetersiz olduğu” açıklaması ile  Çevre ,Şehircilik ve iklim Değişikliği Bakanlığının değerlendirme raporlarında yer alıyor dedi.  Su Yönetiminde 3K (Koruma -Kullanma -Kurumsal Kapasite Geliştirme) gereğinden de söz eden Dursun Yıldız suyu havza ölçeğinde yönetmek için planlarımız hemen hemen hazır ancak bölge-havza ölçeğinde etkin bir kurumsal yapı eksikliğimiz var ifadelerini kullandı.

Konuşmasında bazı sorularla Türkiye’nin su yönetimindeki yasal,kurumsal ve yönetsel eksiklikleri ortaya koyan Dursun Yıldız ,Ankara’nın su güvenliği konusunda detaylı açıklamalar yaptı.

Ankara ili yağış rejimine ve toplam nüfusa bağlı olarak kişi başına düşen yağışın en düşük olduğu illerden biridir diyen Yıldız 2025 su yılında Ankara’ya son 40 yılın en az yağışı düştüğünü ifade etti.

Ankara’nın Su ve Atıksu Master Planındaki  ilave su temini için önerilen Kesikköprü ve Sarıyar baraj alternatiflerinden söz eden Yıldız her iki suyun da kalitesinin düşük olduğunu belirtti. Master Planda “Ankara’nın 2029 yılında ilave su kaynağına ihtiyaç olduğunun belirtildiğini” söyleyen  Yıldız bu alternatifler arasında Kesikköprü barajından dördüncü hat yapılarak ilave su getirilmesinin öne çıktığını açıkladı.

Ankara’ya su temin edilen barajların doluluk oranları ve Gerede Su temin sistemi konusunda da detaylı açıklamalar yapan Dursun Yıldız Gerede Sistemi Ankara’nın su güvenliği konusunda önemli bir işlev  görmüş ancak bu işlev kapasitesinin çok altında kalmıştır .Suyun tünele çevrildiği  Gerede çayı havzanın akımları yıllara göre düzensiz  dedi. Bu nedenle buradan 32 km tünelle getirdiğimiz su yetersiz kalıyor ve Çamlıdere Barajının aktif hacminin sadece üçte biri dolabiliyor. Bu da sistemin verimliliğini çok düşürüyor ifadelerini kullandı.

Ankara’nın 2045 Su ve Atıksu Master Planında “Ankara metropol kentin 2030, 2040 ve 2054 yılları su ihtiyacı mevcut kaynak kapasiteleri ile karşılanamamaktadır. YÜS potansiyellerinin tüm ara yıllar için de ihtiyacı karşılayıp karşılamadığı incelenmiş ve 2029 yılından itibaren ilave kaynak ihtiyacı olduğu tespit edilmiştir. Metropol kent için halihazırda planlanmış olan Kesikköprü Barajı 2. Merhale Su temin Sistemi ham su ihtiyacını giderebilecek kapasitededir.” açıklamalarının yer aldığını belirten Dursun Yıldız  ASKİ’nin Ankara’ya Gerede sistemini kullanarak Karadeniz’den arıtılmış deniz suyu getirme  projesini de değerlendirmekte olduğunu ifade etti.

Konuşmasında yağmur suyu hasadı ,gri su kullanımı, arıtılmış atık su kullanımı ,yeraltısuyu toplama yapıları ,yeraltısuyu besleme yapıları ,rekreasyon alanı yağmur suyu hendekleri, parklarda su tutma alanları gibi su kaynaklarında iklim değişikliğine uyum projelerinden de söz eden Dursun Yıldız havza ölçeğinde havza yönetim kurulu değil  etkin bir kurumsal yapı ihtiyacı içinde olduğumuzdan söz etti. Bu yapının DSİ Bölge müdürlükleri üzerinden yeniden yapılanma ile şekillendirilebileceğini belirten Yıldız bunun dışındaki çözümler yerelde karmaşa yaratır dedi.

Konuşmasının sonunda Türkiye’nin su yönetimini baskılayan unsurları; sürdürülebilir toplumcu gerçekçi stratejik hedef ve uygulama eksikliği ,iklim değişikliği,iç göçler ,planlar arasında kopukluk, çok başlılık, koordinasyonsuzluk, popülist yönetim anlayışı ,sosyo politik baskılar, yenilikçi çözümlere uzaklık  ,veri tabanı eksikliği ,liyakat yoksunluğu olarak belirten Yıldız öncelikli bazı önerilerini sıraladı. Önerilerinin arasında su yönetiminde stratejik hedefler belirlenmesi, suyun kaynağında korunması, kurumların yeniden organizasyonu ,STK’ların güçlendirilmesi ve etkin işbirliği yapılması  ve dijital dönüşüm ve güçlü bir veri toplama ve bilgi işlem ağı kurulmasını sayan Dursun Yıldız bu önlemlerin ivedilikle alınması gerektiğinin altını çizdi.

Etkinlik süresince ve etkinlik sonunda izleyiciler soru ve açıklamaları ile söyleşiye aktif bir katılım gösterdiler

Yaklaşık 1,5 saat süren etkinliğin sonunda SDD Başkanı Sami Doğan Dursun Yıldız’a teşekkür ederek  Sosyal Denge ve Demokrasi Araştırma Merkezi ‘nin Otoriter Popülizm ve Demokrasi kitabını takdim etti.

HPA NEWS

Okumaya devam et
Yorum atmak için tıkla

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Copyright © 2016 Su Politikaları Derneği Tüm Hakları Saklıdır.