Sulama politikalarının başarısı, sadece suyun fiziksel yönetimine değil, aynı zamanda teknolojik kapasite ve bu kapasitenin politik süreçlere nasıl entegre edildiğine bağlıdır.
Dursun Yıldız
Direktör
Hidropolitik Akademi
1 Eylül 2025
Teknopolitika, teknolojinin sosyo-politik süreçler üzerindeki etkisini analiz eden bir yaklaşımdır. Hidropolitik kavramı suyun politik yönünü vurgularken, teknopolitik yaklaşım teknolojik altyapının bu süreçlerdeki belirleyiciliğini öne çıkarır. Örneğin:
Baraj ve sulama altyapıları, dijital su izleme ve uzaktan algılama sistemleri ile akıllı sulama ve otomasyon teknolojileri suyun dağıtımı, kullanım öncelikleri ve sınır aşan suların paylaşımı üzerinde güç dengelerini değiştirebilir.
Su, tarım ve gıda güvenliği açısından stratejik bir kaynaktır. Küresel iklim değişikliği, kuraklık riskleri ve artan nüfus baskısı, sulama politikalarının etkinliğini her zamankinden daha önemli hâle getirmiştir. Bu bağlamda teknopolitikalar (teknolojinin politika üretimi ve güç ilişkileri üzerindeki etkisi) sulama yönetimi stratejilerinde kritik bir rol oynamaktadır. Ülkelerarasında teknoloji’nin politik güç olarak kullanılması eğilimi artmaktadır.
Sulama politikası; su kaynaklarının verimli, adil ve sürdürülebilir kullanımını sağlamak amacıyla oluşturulan, yasal, kurumsal ve teknik düzenlemeleri kapsar. Başlıca hedefleri:
Tarımsal verimliliği artırmak
Gıda güvencesini sağlamak
Su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımını teşvik etmek
Çiftçilerin ekonomik refahını artırmaktır.
Sulama Politikaları ile Teknopolitikaları nerede kesişir.
Sulama politikaları ile teknopolitikalar arasında çift yönlü bir etkileşim vardır.Sulama projeleri için uydu tabanlı su izleme sistemleri ve yapay zekâ destekli su tahsis modelleri kullanılır. Politik kararlar, gelişmiş su verimliliği teknolojileri ile daha etkili hâle getirilebilir.
Ayrıca teknolojinin Politik Güç Unsuru Olarak Kullanılması bağlamında büyük sulama projeleri ülkeler arası ilişkilerde stratejik koz hâline gelebilir. Dijital veri altyapısını elinde bulunduran aktörler, su yönetiminde karar mekanizmalarını yönlendirebilir.
Teknopolitik önem taşıyan projeler ve gelecek eğilimleri
Türkiye’deki GAP gibi büyük ölçekli sulama projeleri; hem ekonomik kalkınma aracı hem de bölgesel güç unsuru olarak teknopolitik bir boyut taşır.Sulama teknolojilerinin sınır aşan su yönetiminde stratejik kullanımı, Indus Suları Antlaşması çerçevesinde Hindistan ve Pakistan arasında teknopolitik bir dinamik yaratır. AB’nin Ortak Tarım Politikası kapsamında akıllı sulama ve dijital veri izleme altyapısı, suyun verimli kullanımını destekler.
Gelecekte artan dijitalleşme ile IoT (nesnelerin interneti) tabanlı sulama yönetimi daha fazla kullanılacaktır.Bunun yanısıra yapay zekâ destekli su yönetimi artacak ve veri analitiği ve iklim tahminleri ile entegre sulama politikalarının uygulamaları yaygınlaşacaktır.Sınıraşan su havzalarında sulama yönetimi ve suyun kullanımındaki teknopolitik rekabet artacaktır. Sınır aşan sularda veri ve teknoloji üstünlüğü stratejik güç faktörü olacaktır.
Sonuç
Sulama politikalarının başarısı, sadece suyun fiziksel yönetimine değil, aynı zamanda teknolojik kapasite ve bu kapasitenin politik süreçlere nasıl entegre edildiğine bağlıdır. Teknopolitik yaklaşım, geleceğin su yönetiminde stratejik bir bakış açısı sunmakta ve sürdürülebilir tarımsal kalkınma için vazgeçilmez bir uygulanma alanı oluşturmaktadır.