Ekim 2024 ‘de başlayan 2025 su yılı Nisan 2025’e kadar Karadeniz bölgemiz hariç çok kurak geçti. Bu durum Meteoroloji Genel Müdürlüğünün haritasında aşağıdaki gibi yer aldı.
2025 yılı Nisan ayında Marmara ve Güneydoğu Anadolu Hariç ülkemizin diğer bölümleri normalin %25 üzerinde yağış aldı. Bu yağışlar kuraklık haritasında kısmi bir iyileşme sağladı .Ancak buna rağmen özellikle kuru tarım yapılan bölgelerin büyük bir bölümünde yine olağanüstü kurak ve şiddetli kuraklık yaşandı.Bu durum nedeniyle buğday başta olmak üzere tahıl ürünlerinde rekoltede önemli bir düşüş bekleniyor. Bu kuraklığın yanısıra Nisan ayında yaşanan zirai don ise İç Anadolu’da kayısı, kiraz ve elma, Ege ve Trakya’da üzüm bağları, Karadeniz’de fındık, Çukurova’da narenciye bahçeleri, karpuz ve Doğu Anadolu’da badem, ayva üretimini vurdu. Bu yıl aynı üretim sezonunda üç kez zirai don yaşandı ve çok etkili oldu.
Kuraklık nedeniyle sulama göletlerinde su seviyesinin azalması sonucu Aydın ve Adana’da kısıtlı sulama programına geçileceği açıklandı. Aydın’da ilk kez parsel bazlı su kısıtlamasına gidilecek.İznik gölünde su seviyesinin azalması nedeni ile tarımsal sulamada büyük zorluklar yaşanıyor.
Bölgesel kuraklık etkileri artıyor
Su Politikaları Derneği olarak son 5 yıldır ülkemizin belirli bölgelerinde yaşanan bölgesel kuraklığın sıklığı ve şiddetinde artışlar olduğunu belirleyip açıklamıştır. Bu durum 2025 yılı için de devam etti ancak bu kez kuraklık ve zirai don birlikte oluşunca tarımsal üretim ve çiftçilerimiz üzerinde etkili daha da arttı .Bu durum üretimin azalmasına ve gıda fiyatlarında artışa neden olacak .Bunun yansıra bazı ürünlerde ihracat gelirlerinin azalmasına da neden olacak.
Diğer taraftan zaten yüksek olan gıda enflasyonunun daha da artması sonucunu doğuracaktır. Eğer çiftçilere acil ek destekler verilmez ise üreticilerin üretimden çekilmesine de neden olabilecektir.
Türkiye’de Meteorolojik Afetlerde hızlı bir artış var
Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün 2024 yılı İklim Değerlendirmesi Raporunda yer alan grafikte Türkiye’de yıllık meteorolojik afet sayısında çok hızlı bir artış göze çarpmaktadır. Bu durum bu yıl olduğu gibi kuraklık ve zirai don afetlerinin aynı dönemde yaşanması olasılığının da artabileceğini ortaya koymaktadır.Bu artış eğilimi Su, Enerji, Gıda ve Çevre güvenliğimiz gibi alanlarda alınması gereken tedbirlerin daha acil hale geldiğini göstermektedir.
Tarımsal üretimin zaman zaman oluşabilen olağandışı meteorolojik olaylardan dolayı bazı doğal riskleri bulunmaktadır. Ancak bu riskler artmakta ve su güvenliğimizi ve tarımsal üretim güvenliğimizi daha çok etkilemektedir. Bu nedenle kuraklığa karşı dirençli tohum üretiminden ,çiftçi eğitimine ve aşırı hava olaylarına karşı tahmin ve erken uyarı sistemleri oluşturmadan ,kuraklık karar destek sistemleri kurulmasına kadar birçok önlem acilen alınmalıdır. Sulama sistemlerinde kapalı basınçlı sisteme geçiş için verilen devlet teşvikleri arttırılmalıdır.