İstanbul’un Avrupa yakası geçen yıldan bu yana kurak bir dönem yaşıyor.Bu kuraklık yağışları azalttı ve meteorolojik kuraklık hidrolojik kuraklığa döndü .Bu yaz aylarında gelen sıcak hava dalgaları da bunun üstüne su kullanımını arttırdı. Avrupa yakasındaki barajlar boşaldı. Melen Barajı işletmeye alınamadığı için Melen çayından pompalarla basılan sular yaz aylarında azaldı. Bu açık Anadolu yakasındaki Ömerli barajına daha önce biriktirilen su ile karşılanmaya çalışıldı. Ancak bu kez de Avrupa yakasına giden Melen hattının üzerindeki arıtma tesisinin kapasitesi yetersiz kaldı. Anadolu’dan Avrupa’ya su ileten iki hat Melen sistemi Boğaziçi hattı ve Salacak-Sarayburnu hattı nın toplam arıtılmış su iletim kapasitesi günde 1,2 milyon m3 civarında.Bu durumda Avrupa yakasının kendi suyu tamamen tükenince bu bölge için günde yaklaşık 1 milyon m3’lük su açığı ortaya çıkacak.
İstanbul’un barajlarının ve içme suyu arıtma tesislerinin birbirleriyle bağlantılı olması ve entegre olarak çalıştırılabilmesi kurak dönemlerde İstanbul’un su güvenliğini arttıran diğer önemli bir etkendir. Bu entegre sistem yardımı ile şimdiye kadar gelinebildi. Ancak şimdi İstanbul’un Su Güvenliğini sağlayacak olan yağışlar bekleniyor. Avrupa yakasında yağış olmazsa tükenmek üzere olan barajlardaki suyun kullanılacağı süreyi biraz daha uzatmak için barajların ölü hacim dediğimiz dip bölgesinden su çekme hazırlıkları yapılıyor. Buradan çekilen suyun kalitesinin düşük olduğu ve arıtma tesislerinin teknik kapasitelerini zorlayabileceği de biliniyor.
Avrupa’ya su sağlayan sistemdeki arıtma tesisinin kapasitesi düşük kaldı
Melen Barajı’nın işletmeye alınamamış olması İstanbul’un su temin planının bozdu. İSKİ bu sorunu dengeleyebilmek ve abonelere yansıtmamak için çalışıyor. Ancak bunun su kullanıcıları tarafından desteklenen uzun dönemli bir su temin planı haline gelmesi gerekir. İstanbul ve çevresinin su kaynakları nüfusu artan bu kentin su talebini karşılamada yetersiz kalıyor. Ayrıca İstanbul’dan tersine göçün teşvik edilmesi gerekiyor.
İstanbul su temini güvenliği için Anadolu Yakasındaki Cumhuriyet İçmesuyu arıtma tesisi kapasitesi arttırılmalıdır. Bu tesisin kapasitesi arttırılmadan Melen Barajı tamamlansa bile Avrupa yakasının yeterli temiz su ihtiyacı karşılanamaz.
İstanbul’un su güvenliği yağmura kaldı !
İSKİ’nin günlük su tüketiminin azaltılması, yani bu dönem için su tasarrufu yapılması konusundaki uyarıları karşılık bulmadı .Hatta bazı günlerde günlük su kullanımı dönemsel ortalamanın da üzerine çıktı.Bu durum daha önceki kurak dönemde de aynen yaşanmış ve su kullanımında tasarruf sağlanamamıştı.
Ne yapılmalı?
İstanbul’da su yönetimi kısıtlama tedbirleri almaya başladı. Bahçe ve peyzaj sulamalarının durdurulması ,su sorununu evsel tüketicilere yansıtmadan alınan bir kısıtlama tedbiri olarak ortaya çıkıyor. Ancak İstanbul’un 7 milyon su abonesi içinde bahçe ve peyzaj aboneleri sayısı 15 500 olarak veriliyor . Bu abonelerin aylık su tüketimleri ortalama 100 bin metreküp civarında iken son dönemlerde 800 bin metreküp seviyesine ulaştığı için bahçe ve peyzaj sulama abonelerinin su kullanımlarının geçici olarak durdurulmasına karar verildi. Ancak bu su kullanımı İstanbul’un günlük su kullanımı içinde %1 gibi oldukça düşük bir yer tutuyor. Bu tedbirin dışında suyun daha verimli kullanılması konusunda İSKİ tarafından yapılan çağrılarından sonuç alınamadı. Bu nedenle yağışlı döneme girene kadar Avrupa yakası için su güvenliği tehditi sürecek gibi görünüyor. İstanbul’un su güvenliği risk azaltma planlaması uzun döneme yayılırsa daha etkili sonuçlar alınabilir.
Su yönetimi ve su kullanımı anlayışı değişmeli
İstanbul’da su kullanımı konforu geçmişteki gibi aynı anlayışla sürdürülemez. İklim değişikliği yağış rejimini değiştirdi.Su Kaynaklarımız baskı altında. Nüfus artıyor. İlave barajlar da yapsak özellikle Avrupa yakasında su sorunu sürebilir. Bu nedenle İstanbul’da suda arz ve talebi birlikte yönetmeliyiz. Suda talep yönetimi için daha radikal tedbirleri alınmalı. Aşırı su tüketimleri kontrol altına alınmalı. Ancak bu tedbirler İstanbul da dahil birçok kentimizde sadece kriz öncesi değil daha uzun dönemli ve sürekli olarak uygulanmalı.
Daha önce de olduğu gibi barajlardaki su miktarı azaldıkça acil tedbir olarak “Su Tasarrufu” sadece söylem olarak öne çıkıyor ve yağmur gelince de unutuluyor. Ancak suyu sürekli olarak verimli kullanma anlayışı daha kalıcı ve etkili çözümler sağlar. Bu nedenle toplumsal bilinç olarak su verimliliği anlayışı ‘nı yaygınlaştırmalıyız. Tarım ve Orman Bakanlığı bu yılın başında Su Verimliliği Seferberliğini başlattı. Su verimliliği seferberliği strateji ve eylem planı da yayınladı. Bu planda önerilenleri uygulayabilmek için kurumsal altyapımızı hızla geliştirmeliyiz.
İstanbul’ a yeni su getirme projelerini uygulamaya koymadan mevcut suyun en verimli şekilde kullanılması ve su talebinin yönetilmesine yönelik tedbirlerin alınması büyük önem ve öncelik taşımaktadır.
Çok değerli bilgiler. Bugünkü koşullara gelinmesinde bir neden de suyun gerçekçi olarak fiyatlandırılması, geçmiş dönemde bilakis ucuzlatılmasıdır. O kadar ki suyun ucuzlatılmaması gereği Anayasa maddesi bile olsa yeri vardır
Hamza Özgüler
Eylül 22, 2023 at 10:45 am
Çok değerli bilgiler. Bugünkü koşullara gelinmesinde bir neden de suyun gerçekçi olarak fiyatlandırılması, geçmiş dönemde bilakis ucuzlatılmasıdır. O kadar ki suyun ucuzlatılmaması gereği Anayasa maddesi bile olsa yeri vardır