Yeraltısuyu
DÜNYA’DA KARALAR KURUYOR, TÜRKİYE İÇİN TEHLİKE BÜYÜYOR…
Yayınlandı
4 gün önceon
Yazar
Dursun Yıldız
Küresel iklim değişimi, yağmur rejimindeki düzensizlikler ve yeraltı sularının hoyratça kullanılması, susuzluğun kapımızda olduğunu gösteriyor. Yanı başımızdaki İran, beş yıldır süren kuraklıkla ve 65 dereceyi bulan sıcaklıklarla, gerçek bir felaketin eşiğinde. Tahran’da bile yeraltı sularının çekilmesiyle 30 santimetrelik çökmeler yaşanıyor.
Peki Türkiye? Bazı şehirlerimizde baraj suları %1’e kadar düştü; yani Tahran’dan daha kötü tabloyla karşı karşıyayız. Orhan Bursalı, tehlikenin boyutlarını kapağımıza taşıdı. Hydropolitics Academy Center Direktörü Dursun Yıldız da sorularımızı yanıtlayarak hem yeraltı su kaynaklarımızdaki tehlikeleri hem de orman yangınlarının su rezervlerimize olumsuz etkilerini anlattı; su yönetimindeki eksiklerimizi ortaya koydu. Ülkemizde 100 binin üzerinde ruhsatsız kuyu olduğu tahmin ediliyor. Bunların yüzde 60’ı ise en çok obrukların görüldüğü Konya’da. Kontrolsüz su çekimi, yeraltı sularımızı hızla tükenme noktasına getiriyor.
Özlem Yüzak
HBT Editörü
8 Ağustos 2025
Dursun Yıldız Cumburiyet HBTnin sorularını yanıtladı:
Hydropolitics Academy Center‘ın direktörü Dursun Yıldız yeraltı su kaynaklarımız,orman yangınlarının su rezervleri üzerine olumsuz etkileri ve su yönetimimizdeki eksiklikler üzerinesorularımızı yanıtladı ve tehlikelere dikkat çekti.
● Türkiye’de yeraltı suları üzerine somut durum nedir…
Yeraltısularımız kuraklık ve olağandışı diğer meteorolojik afet dönemlerinde en kolay ulaşabileceğimiz stratejik su kaynaklarımızdır. Yeraltısuyu kaynakları sadece su temin edilmesi açısından değil, yerüstü suyunun miktar ve kalite değişkenliğine karşı depo ve tampon görevi görmesi nedeniyle özellikle kurak dönemlerde yerüstü sularını beslemesi açısından da değerlidir.
Ülkemizin yeraltısuyu rezervi 23 milyar m3, yeraltısuyu emniyetli rezervi ise 17.81 milyar m3’tür. DSİ Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre bunun yaklaşık 16.62 milyar metreküpü tahsis edilmiş durumdadır. Bu tahsisin 11.21 milyar metreküplük kısmı tarımsal sulama suyu (bireysel sulamalar, kamu ve YAS sulama kooperatifleri), 1,49 milyar metreküplük kısmı sanayi suyu, 3.92 milyar metreküplük kısmı içme-kullanma suyu olarak ayrılmıştır
Devlet Su İşleri (DSİ) envanterinde kayıtlı ve belgeli 450 bin kuyu var. Bu kuyuların yaklaşık 389 bini sulama amaçlı kullanılmakta ve yıllık 11.930 hm3 sulama suyu çekilmektedir. Ülkemizde 60 binden fazlası Konya Kapalı Havzası’nda olmak üzere 100 binin üzerinde ruhsatsız kuyu olduğu tahmin edilmekte. Ruhsatsız kuyulardan yapılan izinsiz çekimler Türkiye’nin yeraltısuyu kaynaklarını etkileyen en kritik sorunlardan biridir.
Yeraltı sularını kullanıyoruz
Ülkemizde sulamada kullanılan suyun %25’i içme, kullanma ve sanayi suyunun %54’ü yeraltısularından çekilmektedir. Büyükkentlerimizin içme ve kullanma sularının ortalama %45’i yeraltısularından çekiliyor. TUİK verilerine göre 2016 yılında Belediyeler tarafından
çekilen toplam 5.8 milyar m3 suyun yüzde 43.5’uğu kuyu ve kaynak suyu olarak yeraltısuyundan çekilirken, bu oran son istatistikte 2022 yılında 6.7 milyar m3 e, oran olarak da yüzde 45’6 ya çıkmıştır. Ülkemizdeki su havzalarımızın altısında (Meriç-Ergene, Akarçay, Büyük Menderes, Konya Kapalı, Doğu Akdeniz, Asi Havzaları) yeraltısuyu tahsis miktarları emniyetli rezervi ve beslenim miktarlarını aşmış veya aşmak üzeredir. Bu nedenle yeraltısuyu tahsislerinin kullanım miktarları sürekli takip edilmelidir. Tahsis konusunda düşük veya aşırı çekim tespit edilerek rezerv kullanımı dinamik olarak planlanmalıdır. Bir havzada anlık ölçümlerle yeraltısuyu seviyesindeki düşüşün sürekli olduğu ve kritik seviyenin altına indiği tespit edildiğinde su tahsisine son verilmeli, kontroller arttırılmalı, kaçak kuyular kapatılmalı, yasal tedbirler eksiksiz olarak uygulanmalıdır. Ancak iklim değişikliği etkisinin arttığı ve yeraltısuyu seviyesindeki düşüşün süreklilik kazandığı havzaların sadece tahsise kapatılması yeterli olmuyor. Bu havzalarda aynı zamanda kaçak kuyuların kapatılması yeraltısuyunun beslenmesi için tedbirlerin alınması gerekir. Bu havzalarda koruma ve beslenim bölgeleri oluşturulmalı.
Ülkemizdeki yeraltısuyu kullanımını kayıt altına alabilmek için mevcut tüm kuyulara sayaç takılarak, yeraltısuyunun sürdürülebilir kullanımı sağlanmalı. Ülkemizde yaygın bir anlık izleme ağının kısa sürede oluşturulabilmesi için halen 1400 civarında olan yeraltısuyu rasat kuyuları arttırılmalı.
Su yönetimi henüz başarılamadı
● Su yönetimindeki yanlışlıklar nedir, neyi başaramıyoruz, kuraklık artarsa ne yapmalıyız radikal olarak?
Su yönetimimiz hala çok başlı, çok parçalı ve koordinasyon eksikliği içerisindedir. Bunun düzeltilmesi için yasal çerçeve oluşturma, kurumsal kapasite geliştirme ve su kullanımı konusunda toplumsal farkındalığı ve bilinci arttırma çalışmaları başlatıldı ama yeterli ilerleme sağlanamadı. Bu konuda birçok plan hazırlandı ancak havza ölçeğinde bütünleşik bir yönetim anlayışına geçilemedi.
Ulusal Su Planı da dahil olmak üzere havza ölçeğinde hazırlanan planlar uygulama bekler durumdadır. Havza ölçeğinde bu uygulamayı paydaşları ile birlikte yapacak etkin ve güçlü bir kurumsal yapı, yasal çerçeve ve yapısal sorunlarını çözmüş etkili paydaşlar yoktur.
Kuraklık, etkileri uzun vadede ortaya çıkan genellikle yavaş gelişen sinsi bir doğal afettir. Ülkemizde bölgesel kuraklıkların şiddeti artıyor ve tekrarlama süreleri kısalıyor. Kuraklıkla mücadelede suyun en verimli şekilde kullanımı çok önemli rol oynar.
Kuraklık yönetimi planı
Ülkemizde 2012’de yayınlanan ve 2022’de yenilenen bir yönetmelikle oluşturulan Tarımsal Kuraklık Yönetimi; merkez yönetimi birimleri ve illerde oluşturulan, tarımsal kuraklık il kriz merkezlerinden oluşmaktadır. Bu kurumsallaşmanın nehir ve tarım havzaları ölçeğine taşınması gerekli. Ayrıca kuraklık tahmin ve erken uyarı sistemleri yaygınlaştırılmalı. Kuraklığa karşı aşırı su tüketen tarımsal ürünlerin yerine, kuraklığa dayanıklı türlerin geliştirilmesi ve tarımda verimsiz su tüketimi tam kontrolle yasaklanmalı.
● Mesela petrol boru hatları gibi, su boru hatları düşünülmeli mi ülke çapında…
İstanbul, Ankara İzmir gibi üç büyük kentimizin ilave su ihtiyacı büyük borularla diğer havzalardan aktarılan sularla sağlanmakta Çok uzun mesafelerden getirilen su boru hatları ile bir havzadan diğer bir havzaya aktarılıyor. Ancak bu durum planlı ve çok kontrollü yapılmazsa sürdürülebilir değildir. Su kaynaklarının sürdürülebilir olarak yönetimi için su, önce kendi havzası içinde en verimli şekilde yönetilmeli, daha sonra diğer havzalardan su transferi alternatifl erine başvurulmalı.
● Orman yangınlarına su açısından nasıl yaklaşılmalı?
Ormanlar, doğal su döngüsünün ve su güvenliğimizin vazgeçilmez bir parçasıdır. Ormanlar su çevriminin sürekliliğinin sağlanmasında, su varlıklarımızın korunmasında ve ekolojik dengenin sürdürülmesinde çok önemli bir rol oynar. Ormanlar, düşen yağışın şiddetini azaltarak hızla yüzey akışına geçmeden süzülüp yeraltına ulaşmasına da yardımcı olur. Erozyonun ve sel riskinin azalmasını sağlarlar.
ABD’de bu yıl tamamlanan çok geniş kapsamlı bir çalışma, orman yangınlarından sonra su kaynaklarında yüksek seviyelerde kirliliğin oluştuğunu ve bunun yıllarca devam edebildiğini gösterdi. Bu çalışma azot, fosfor, organik karbon ve tortu gibi kirleticilerin yangından sonra sekiz yıla kadar yüksek seviyede kaldığını kanıtladı.
Bu nedenlerle orman yangınları bölgede su rejiminin düzensizleşmesine, yeraltısuyunun daha az beslenmesine ve su kaynaklarının uzun dönem boyunca kalitesinin bozulmasına da neden olmakta. Bu nedenle orman yangınları, gün geçtikçe daha büyük baskılar yaşayan su güvenliğimizi de olumsuz yönde etkilemektedir.
Yangın öncesi nemlendirme
● Yangınlara karşı merkez Ankara’nın yerine dezentralize bir 20- 30 bölgede tam, anında müdahale merkezleri kurulması düşüncesine ne dersiniz?
Orman yangınlarının önlenmesi ancak afet risk yönetiminin çok hazırlıklı olması ve yangına en kısa sürede en etkili şekilde müdahale edebilmesi ile mümkün olur. Bunun için afet risk yönetimi, hazırlanan risk haritalarındaki bölgelerde tam donanımlı ve anında müdahale yeteneğine sahip ve hazır olmalı. Bu nedenle de bu bölgelerde eğitim ve ani müdahale merkezleri kurulmalı ve olası bir yangına karşı su temin edilecek en uygun göl, baraj, gölet ve diğer su depolama alanlarının durumu sürekli kontrol edilmeli. Ayrıca son iki yılda olduğu gibi aşırı sıcak hava dalgasının yaşanabileceği dönemlerden önce tam teyakkuza geçilip çok riskli bölgelerde uçaklarla nemlendirme çalışmalarının yapılması da planlanabilir.
Dursun Yıldız – www.hidropolitikakademi.org
www.supolitikalaridernegi


Beğenebileceklerin
-
SPD Başkanı Yıldız: Ya gelecek sene de kurak geçerse ?
-
İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan : Ciddi Bir Su Krizi Yaşıyoruz.Slogan atmakla sorun çözülmüyor !
-
Su Yönetiminde 3 K . Koruma, Kullanma, Kapasite Geliştirme
-
Yeni araştırmanın üç çarpıcı sonucu: “Kıtalar kuruyor, yeraltısuları azalıyor ve deniz seviyesinin yükselmesi hızlanıyor.”
-
SPD Başkanı Yıldız : Kuruyan Göllerimiz ve Kesilen Sularımızın Nedeni Benzer !
-
Su Tahsisi Eylem Planındaki ekonomik tahsis kriterleri incelenmeli.