İklim değişikliğinin su kaynakları üzerine artan etkileri 1993 yılından bu yana 22 Mart’taki Dünya Su Günlerini daha önemli kılmaktadır. Bu yılın dünya su gününün teması “Buzulların Korunması ”dır. Bu tema esas olarak buzulların azalmasına neden olan İklim Değişikliği’ nin artan etkisine de dikkat çekmektedir. İklim değişikliği esas olarak gelir adaletsizliği ve iklim eşitsizliği üzerinden dünya nüfusunun yaklaşık yarısının su, gıda ve çevre güvensizliğini artırmaktadır. Ancak burada kök neden iklim değişikliği değil sistemleşen eşitsizlik ve adaletsizliktir.
İklim değişikliği etkisi ,gelir eşitsizliği ,su, çevre ,gıda güvensizliği arasında çevrimsel bir ilişki bulunmaktadır. Bu ilişki dünyanın birçok azgelişmiş bölgesinde yaşanan sorunların nüfusun büyük bölümü için krize dönüşmesinde belirleyici olmaktadır. Bu nedenle eşitsizlik ve adaletsizlik temelli sorunlar, sebepler yerine sonuçları düzeltme çabaları ile çözülememektedir. Dünyada halen yaklaşık 1,6 milyar kişi güvenli içme suyuna erişememekte,2,8 milyar kişi güvenli sanitasyon hizmeti alamamakta,1,9 milyar kişinin ise güvenli el yıkama olanağı bulunmamaktadır. Azgelişmiş ülkelerin 2030’a kadar güvenilir içme suyuna erişimi için mevcut gelişme hızının 10 kat artması gerekmektedir.
Dünya Eşitsizlik Laboratuvarının yayınladığı Dünya Eşitsizlik Raporu 2022 ‘de, Dünya’da en üstteki %10’luk dilimin toplam küresel gelirden aldığı payın, 1820 ile 2020 arasındaki dönemde %50-60 civarında dalgalandığı görülmektedir. Bu dönem boyunca en düşük geliri alan %50′ lik kesimin toplam gelirden aldığı pay genellikle %6 civarında olmuştur. 1820’de %14 olan bu pay 2020’de %7’ye düşmüştür. Bu durum son 200 yıl boyunca dünya nüfusunun yarısının derin bir yoksulluk içinde yaşadığını göstermektedir.
İklim değişikliğinin eşitsiz etkileri
Gelişmiş ülkeler en fazla sera gazı salımını yapmışken, gelişmekte olan ülkeler iklim değişikliğinin etkilerini (kuraklık, sel, doğal afetler) daha ağır şekilde yaşamaktadır. İklim değişikliği etkilerinin eşitsizlikler üzerinden artması temel insan haklarının ihlal edilmesine neden olarak dünya nüfusunun büyük bölümünü adil olmayan yaşam koşullarına mahkum etmektedir.
Dünya Eşitsizlik Laboratuvarı tarafından yayımlanan 2023 İklim Eşitsizliği Raporunda, dünya nüfusunun en yoksul %50’lik kesimi küresel emisyonların %12’sini üretirken, iklim değişikliği nedeniyle göreceli gelir kayıplarının %75’ine maruz kaldığı belirtilmektedir. Dünya nüfusunun en üstteki %10’luk dilimi, tüm emisyonların yaklaşık yarısından sorumlu iken bu kesimin göreceli gelir kayıpları yalnızca %3 olmaktadır. Raporda ayrıca, dünya nüfusunun en zengin %10’unun dünyadaki toplam kişisel servetin yaklaşık dörtte üçüne sahip olduğu , en yoksul %50’nin payının ise yalnızca %2’olduğu belirtilmektedir. Rapora göre Dünyada en zengin %1’lik kesimin karbon emisyonlardaki payı ise dünya nüfusunun en alttaki yarısının toplam payından daha fazladır.
İklim eşitsizliği, özellikle gelir dağılımının çok adaletsiz olduğu Güney Yarımküre ülkelerindeki dirençsiz toplumlarda su, gıda ve çevre eşitsizliklerini tetiklemektedir.
Küresel gelir dağılımının adaletsizliği, karbon emisyonu salımındaki büyük eşitsizlikler ele alınmadan iklim değişikliğiyle mücadele, dünyanın sürekli yoksul olan kesimleri için havada kalmaktadır. 21. yüzyılda iklim, su ve çevre adaleti gelir dağılımı eşitsizlikleri azaltılmadan ve gelir adaleti sağlanmadan gerçekleştirilemez. Eşitsizlik her zaman politik tercihlerin sonucu olup sosyal ve toplumsal politikaların toplumsal destekle uygulanması ile azaltılabilir.