19 Mayıs 2023
24 Saat gazetesine konuşan Su Politikaları Derneği Başkanı Dursun Yıldız Marmara’da Müsilaj tehlikesi ve alınması gereken önlemler konusundaki sorulara aşağıdaki cevapları verdi;

- Denizlerin yüzeyinde ve derinlerinde görülen müsilaj nasıl oluşuyor? Oluşumunu etkileyen veya tetikleyen durumlar var mıdır?
Uzmanlar Müsilaj’ın oluşumunda en etkili faktörleri; su’da kimyasal ve biyolojik kirliliğin artışı ile suda çözünmüş oksijen miktarındaki azalma ,su sıcaklığında artış ve suyun hareketsiz oluşu olarak sıralıyorlar. Müsilaj’ın oluşumunu etkileyen en önemli iki değişken ise sudaki çözünmüş oksijen miktarının azalması yani suyun çok kirlenmesi ve su sıcaklığının artmasıdır. Bunlardan Marmara Denizi gibi büyük kapalı denizlerde ve göllerde su sıcaklığının artışının iklim değişikliğine bağlı olarak gerçekleştiğini düşünürsek bu durumda durgun bir suda müsilaj oluşumu, kirliliğin artışı ve su sıcaklığının artışı ile tetiklenebilmektedir diyebiliriz.

2) Müsilaj sorunun giderilmesi için neler yapılmalıdır? Kalıcı çözüm politikaları nelerdir?
Bize göre Müsilaj sorunu, sadece zaman zaman ortaya çıkan bir yüzeysel kirlilik sorunu değil o ortamın su kalitesindeki düşüşün göstergesidir. Bu nedenle suyun kalitesinde artış sağlanmadan kesin olarak ortadan kalkmaz. Hatta o ortamda başka istilacı türden canlıların oluşumunu da tetikler.Bu nedenle bu sorunun giderilmesi için müsilajın oluştuğu suya bırakılan her türlü atık su yönetimindeki zaafiyetin havza ölçeğindeki bütünleşik su yönetimi ile giderilmesi gerekir. Daha önce belirttiğim koşulların bulunduğu sularda Müsilajın oluşumunu ve tekrar etmesini önlemek için öncelikle havza ölçeğinde entegre su yönetiminin sürdürülebilir bir şekilde sağlanması gerekir. Yani kirlenerek içindeki çözünmüş oksijen miktarı azalan suyun tekrar ” iyi su” kalitesine döndürülmesi gerekir. Bunun için bu alıcı su ortamını kirleten noktasal ve yayılı kirlilik kaynaklarından gelen atıksuların havza ölçeğinde yönetilmesi gerekir.Bu konudaki kalıcı çözüm politikaları yasak veya cezai tedbirlerin yanısıra havza ölçeğinde etkin bir su yönetimi politikası gerektirir.

3) Türkiye’de Marmara Denizi’nde sık görülmesiyle müsilaj gündeme geldi. Bu açıdan Türkiye bu soruna yönelik önlemler aldı mı?
Marmara Denizinde oluşan Müsilaj kirliliği sonrasında 22 maddelik Marmara Denizi Eylem Planı hazırlandı . Daha sonra kısa, orta ve uzun vadeli faaliyetleri içeren Marmara Denizi Bütünleşik Stratejik Planı 2021-2024 açıklandı .Bu planın kapsamı Boğazlar ve Susurluk Havzası dahil Marmara Denizi Hidrolojik Havzası ile bu havzada yer alan illerden İstanbul, Bursa ve Kocaeli İllerinin tamamı ve 2021 2024 dönemi olarak açıklandı.
Marmara Denizi Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edildi,Marmara bölgesindeki sanayi faaliyetlerini azaltmak için uzun vadede Türkiye Ulusal Mekansal Stratejik Planı hazırlanıyor. Bölgedeki atık bırakan tesisler izlemeye alındı. Birçoğuna para cezası kesildi.
Bakan Kurum, “Stratejik Plan kapsamındaki 8 stratejik hedef, 43 ana faaliyet, 132 alt faaliyeti 3 yılda tamamlayacağız ve Marmara’da bir daha müsilaj gibi bir sorunla karşı karşıya kalmayacağız.” Demişti.
Bu süreç, 2021 de Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile kurulmuş olan Marmara Denizi Eylem Planı Koordinasyon Kurulu tarafından yürütülüyor Bu kurul’un 3. toplantısında Marmara Denizi Bütünleşik Stratejik Planı onaylandı. Halen Valilik koordinasyonunda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve ilgili kurum ve kuruluşların katılımı ile Marmara’ya kıyısı bulunan her İl özelinde toplantılar yapılıyor. Ancak alınacak olan önlemlerin havza ölçeğinde ve koordinasyon içinde yürütülmesi zor görünüyor.

4) Müsilaj sorunun çözümü nedir? Ne yapılmalıdır?
Musilaj sorunu biyolojik sonuçları nedeniyle bir kirlilik sorunudur.Ancak sebepleri itibariyle bir atık yönetimi, atıksu yönetimi sorunu olarak görülmelidir. Bu nedenle sorunu ortaya çıkartan sebepleri ortadan kaldırılmadan sorun çözülemez. Orta ve uzun vadede çözüm için şimdi yapılacak şey ise konuyu havza bütünü içinde yönetmeye çalışmak olmalıdır.

Marmara Denizi çevresindeki Marmara Havzası ve Susurluk Havzasının Havza Koruma Eylem Planlarının yanısıra Susurluk Havzası için Havza Su Yönetimi Planı da hazırdır. Marmara Denizine kıyısı olmayan ancak havzadaki toplanan atık suyun bir ön arıtma sonrası Marmara Denizine boşaltıldığı Meriç Ergene Havzasının da Havza Yönetim Planı hazırdır. Burada gerekli olan şey ; bu iki havzanın (Susurluk ve Marmara Havzaları) tek bir havza şeklinde ele alınarak bir havza yönetimi yapısının hızla oluşturulmasıdır.Bu bölge Marmara Denizi Havza Bölgesi olarak adlandırılabilir.
Bu bölge için acilen “Marmara Denizi Havzası Su Yönetimi Planı” ve diğer eylem planları hazırlanmalıdır. Marmara Denizi Havzasında, tüm havza ölçeğindeki ölçüm ve denetleme kurumları ile çok iyi bir eşgüdüm içinde çalışacak etkin bir havza yönetim yapısı oluşturulmalıdır. Bu yapının yasal çerçevede gerçekleşebilmesi için de TBMM ye sevkedilmeyi bekleyen su yasası taslağı yasalaşmalıdır.
Halen atıksuyunu doğrudan veya dolaylı olarak Marmara denizine deşarj eden 45 adet Organize Sanayi Bölgesi ( OSB) , evsel atığının üçte ikisini sadece ön arıtma ile Marmara’ya bırakan 30 milyonu aşan nüfus ,9 endüstri bölgesi,6 serbest bölge, gıda, metal, kimya, maden sanayi tesisleri, büyük tarımsal üretim alanları mevcuttur. Tarımsal drenaj sularının ve bu tesislerin atıksularının büyük bölümü ileri veya biyolojik arıtmadan geçmeden bir ön arıtma ile Marmara’ya ulaşmaktadır. Buna ilaveten Karadeniz’in kirliliği de boğazlardan geçerek Marmara’ya ulaşmaktadır.
Bu koşullar “Marmara Denizi havzası” ölçeğinde entegre bir su kalitesi yönetim planının uygulanmasını şart koşmaktadır. Marmara denizinin su kalitesinin sürdürülebilir olarak yönetilebilmesi için güçlü, yetkili ve etkili bir Havza Yönetim Yapısının oluşturulması gereklidir. Su Politikaları Derneği olarak bu konuda hazırladığımız kapsamlı raporu kamuoyu ile paylaşmıştık.

Kategoriler:Atıksu Arıtma, Müsilaj, Su Yönetimi