Dursun Yıldız
Su Politikaları Uzmanı
Su Politikaları Derneği Başkanı

28 Nisan 2023
Kuraklık, yağış miktarının uzun yıllar boyunca gerçekleşen yağışların ortalama değerinden daha az olması ile ortaya çıkan bir olaydır. Ülkemiz, yarı kurak/yarı nemli orta enlem bölgesinde bulunan düzensiz bir yağış rejimine sahip olan bir ülkedir. Yağışlardaki değişkenlikler anlamlı bir seyir takip etmemektedir. Bu da ülkemizin, şiddeti değişmekle birlikte dönemsel olarak kuraklık riskiyle karşı karşıya olduğunu göstermektedir. Bir diğer deyişle Türkiye, yağışın yersel değişimi düzensiz olan bir bölgesel kuraklık ülkesidir.
Ülkemizin coğrafik ve topoğrafik özellikleri nedeniyle iklim ve bilhassa tarımsal üretimde en önemli etkiye sahip olan yağış faktörü, zamansal ve mekansal olarak büyük değişimler göstermektedir Bu koşullara ilaveten ayrıca uzmanlar iklim değişikliğinin yağışın miktar ve dağılımı üzerindeki olumsuz etkilerinin artarak süreceğinden söz etmektedir. Bu da yüzey ve yeraltısuyu kaynaklarımızın yanısıra yağışa bağımlı olan kuru tarımdaki riskleri arttırmaktadır.
Ülkemizde yaşanan bölgesel kuraklığın etkisini arttıran faktörler arasında su kaynaklarının aşırı kullanımı, kirletilmesi, arazi ve su kaynakları planlamasındaki eksiklikler ,mevcut suya göre ürün deseni seçilmemesi, tarımda geleneksel salma sulama yöntemleri gibi yanlış kullanımlar da önemli yer tutmaktadır.
Kuraklık riskini azaltmada suyun sürdürülebilir yönetimi önemli
Kuraklık, etkileri uzun vadede ortaya çıkan genellikle yavaş gelişen sinsi bir doğal afettir. Bu nedenle su yönetimi suyu her zaman akılcı,planlı ve verimli kullanılmasını sağlayarak kuraklık etkilerini karşılamaya hazırlıklı olmalıdır. Bu hazırlık kurak dönemlerin en az zararla atlatılmasına önemli bir rol oynar
Tarımsal kuraklık riskini azaltmak için alınacak önlemler,nehir havzası ölçeğinde kuraklık eylem planlarının oluşturulması ,tarımsal üretim deseninin çeşitlendirilmesi, zararı azaltıcı teknolojik gelişmelerden yararlanma, basınçlı sulama sistemlerinin kullanılması, kuraklığa karşı dayanıklı ürün çeşitlerinin geliştirilmesi şeklinde sıralanabilir.Ayrıca gerek sanayide gerekse tarımsal kullanımda suyun arıtılarak çevrimiçi tekrar kullanımı da kurak dönemlerde su arz güvenliği riskini azaltmada önemli bir rol oynar.

Eylem Planları havza ölçeğinde yapıldı, uygulama il ölçeğinden havzaya taşınmalı
Türkiyede 2017 yılında Ulusal Kuraklık Yönetimi Strateji Belgesi ve Eylem Planı yayımlandı. 13 Havzada Havza Kuraklık Yönetim Planları hazır. Tarımsal kuraklıkla mücadele stratejisi ve eylem planımız da hazır. Ancak bu planların havza ölçeğinde etkili bir şekilde uygulanması için güçlü ve etkili bir nehir havza yönetimi kurumsal altyapısını hala oluşturabilmiş değiliz. Ülkemizde 2012 yılında yayınlanan ve 2022 yılında yenilenen bir yönetmelikle kurulan Tarımsal Kuraklık Yönetimi; merkez yönetimi birimleri ve illerde oluşturulan ,tarımsal kuraklık il kriz merkezlerinden oluşuyor.Bu kurumsallaşmanın nehir ve tarım havzaları ölçeğine taşınması gerekli.
Kuraklıkla mücadele çalışmalarında suyun en verimli şekilde kullanımı çok önemli bir yer tutmaktadır.Bunun için suyumuzu nehir havzası ölçeğinde entegre planlama yapılarak ,teknoloji destekli şekilde ve katılımcı bir anlayış ile yönetmeliyiz.
Kategoriler:Kuraklık