Tarımsal sulama

Ülkemizin tarımına esaslı bir el atılması lazım.

İlker Özel

İnş Müh.

DSİ Emekli Genel Md.Yrd

SPD Üyesi

17 Nisan 2023

Geçen günlerde bir TV kanalında atama bekleyen genç ziraat mühendislerini izlediğimde çok üzüldüm. Ve hemen iş bulamadığı için özel güvenlikçi olarak çalışan ziraat mühendisi ve veteriner gençleri hatırladım.  Ve………

Muztafa Kemal Atatürk’ün  büyüklüğünü  yüreğim titreyerek bir kere daha yaşadım.

1135 delege ile yapılan 17 Şubat 1923 de başlayan 4 Mart 1923 tarihine kadar süren Birinci İktisat Kongresini hatırladım. Daha Cumhuriyet kurulmamış ama ülkenin yokluk dönemi var. 66 milyon dekar dan 35 milyon dekara düşen tarım alanları. Yakılmış yıkılmış yokluk içindeki köyler. Yaşlı ve erkekleri harplerde ölmüş Anadolu.

Türkiye’de tarım öğretiminin, başlangıcı çok eskilere uzanmaktadır. İlk Tarım Yüksekokulu 1846 yılında İstanbul-Yeşilköy Ayamama Çiftliğinde kurulmuş, ancak çalışmalarını iki yıl sürdürebilmiştir.

Kongrede vatanın kalkınması, halkın refaha ermesi için yapılması gereken her şey konuşulmuş, karara bağlanmıştır. Türkiye’nin nüfusu  13 748 270 tir. % 24.2 kentlerde 3 300 000, % 75.8 köylerde 10 342 000 yaşamakta idi.

Dört yıl sonra 5 Ocak 1931 de ilk Ziraat kongresi toplanır. 

Türkiye’de tarım öğretimi

Türkiye’de tarım öğretiminin, başlangıcı çok eskilere uzanmaktadır. İlk Tarım Yüksekokulu 1846 yılında İstanbul-Yeşilköy Ayamama Çiftliğinde kurulmuş, ancak çalışmalarını iki yıl sürdürebilmiştir. O arada Osmanlı Rus savaşları etkiler ülkeyi.

On dokuzuncu yüzyılın sonlarına doğru Türkiye’de tarımın geliştirilmesi için çeşitli önlemler alınırken, bunları uygulayacak ziraatçılara da ihtiyaç duyulmaya başlanmıştır. Bu amaçla 1891 yılında Halkalı Yüksek Ziraat Okulu açılmıştır. Bu okul 1928 yılına kadar eğitim ve öğretimini sürdürerek ziraat mühendisi yetiştirmiştir. Aynı yıl bu okulun kapatılmasıyla meydana gelen boşluğu doldurmak amacıyla 1930 yılında Ankara Yüksek Ziraat Okulu açılmıştır. Alman Ziraat Fakülteleriyle aynı eğitim sistemini benimseyen bu okul daha mezun vermeden üç yıl sonra Yüksek Ziraat Enstitüsü’ne dönüştürülmüştür. Atatürk’ün direktifleriyle 2524 sayılı kanunla Cumhuriyet’in 10. Yılında kurulan ve 30 Ekim 1933 tarihinde öğretime açılan Yüksek Ziraat Enstitüsü fonksiyonel ve yapısal yönden Halkalı ve Ankara Yüksek Ziraat Okullarından çok farklı bir özellik taşımaktaydı. 

Ziraat Yüksek Mühendisi Hasan TOPRAK ziraata hayran olan II. Abdülhamid’in Çiftlikleri adlı araştırma kitabında sultanın yüzün üzerinde çiftliği olduğunu belirtmektedir.

Türkiye bir ziraat ülkesidir.

Türkiye bir ziraat ülkesidir. Büyük Atatürk bu olguyu savaş alanlarında bile düşünmektedir. Eğitim, üretim, çiftçinin kalkındırılması için eğitim, maddi ve teknik desteğin şart olduğunu her vesile ile vurgulamaktadır.

Cumhuriyetin başlangıcından 1950 lere kadar olan süreçte “ Ziraii Kombinalar, Zirai Donatım, Toprak Mahsulleri Ofisi ve daha pekçok”   tarımı ve köylüyü kalkındırma hamleleri yapılır.

Malya, Gözlü, Özden, Çiçekdağı, Koçaş, Ceylanpınar, Gelemen, Gökhöyük, Keykubat, Ulaş, Altınova grubu, Bala grubu, Polatlı grubu olmak üzere 1 800 000 da arazide Zirai Kombinalar kurulmuştur.

Köy Enstitüleri kuruldu ama maalesef korunamadı.

Bu konuların içinde köylü ve böylece çiftçiyi kalkındırmak için “Köy Enstitüleri kurulur.

Enstitünün temelleri, 1936 yılında Mahmudiye Köy İlkokulu’nda açılan “Eğitmen Kursu” ile atılmıştır. Bu eğitmen kursu, İsmail Hakkı Tonguç denetiminde “etkin ve yaparak öğrenme” eğitim modelinin ilk denendiği kurs olması dolayısıyla, yalnızca Çifteler Köy Enstitüsü’nün değil, tüm Köy Enstitülerinin temelini oluşturmuştur.  

Çifteler Köy Enstitüsü’nün Hamidiye ve Mahmudiye’deki iki yerleşkesi, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Çiftlik-i Hümayun olarak kurulup, Cumhuriyet’in ilanıyla Ziraat Vekâleti’ne devredilen arazinin parçalarıdır. Çiftlik-i Hümayun, 1815 yılında II. Mahmud’un emri ile Çifteler’de tarımsal faaliyetler, at ve koyun yetiştiriciliği yapılması amacıyla kurulmuş, bu nedenle, çiftliğin kurulduğu arazi Mahmudiye adı ile anılır olmuştur. Çiftlik, bir süre yerel yöneticiler tarafından yönetilmiş, bunu takiben 1824 yılında vakfa çevrilmiştir. 1886 yılında ise, Çifteler’de olan çiftlik merkezi Mahmudiye’deki iki katlı merkez binasına taşınmış, bu yapı daha sonra Köy Enstitüsü binası olarak da işlev görmüştür.

Mahmudiye’deki alanda Mahmudiye Köy Eğitim Yurdu’nun açılmasından bir yıl sonra, 1937’de, okulun ikinci yerleşkesi Hamidiye Köyü’nde açılmıştır. 1939 yılında, okulun adı “Köy Öğretmen Okulu” olarak değiştirilmiş; daha sonra, 17 Nisan 1940 tarihli ve 1803 sayılı yasayla okul, “Çifteler Köy Enstitüsü ve Eğitmen Kursu” olarak anılmaya başlanmıştır. Çifteler Köy Enstitüsü, 1936 yılında açılan eğitmen kursu dönemindeki gibi, enstitü döneminde de Köy Enstitüleri sisteminde öncü rolünü korumuş, sadece eğitim programının geliştirilmesi ile değil, Çifteler Köy Enstitüsü’nde görev yapmış eğitimcilerin açılan diğer Köy Enstitülerine atanması ile de tüm Köy Enstitüleri sisteminde bir “deney olma” görevi üstlenmiştir. Enstitü dönemi süresince genelde Hamidiye’de 700-800 öğrenci, Mahmudiye’de de 500-600 öğrenci eğitimini sürdürmüştür. “ Akçadağ, Akpınar, Aksu, Arifiye, Beşikdüzü, Cılavuz, Çifteler, Dicle, Düziçi, Erciş, Gölköy, Gönen, Hasanoğlan, İvriz, Ortaklar. Pamukpınar, Pulur, Pazarören, Savaştepe “  olmak üzere 21 tane Köy Enstitüsü açılmış ancak daha işlevi devam ederken siyasi mülahazalarla kapatılarak Köy Öretmen Okullarına dönüştürülmüştür.  

 1943 -1947 yılları arasında; Konya-Sarayönü Özden, Manisa- Beydere, Niğde- Aksaray Koçaş, Amasya- Gökhöyük, Hatay- Reyhanlı Beylikçayır, K Teknik çiftçi Kocaeli- Gebze Çayırova ve Mersin- Alata Teknik bahçevanlık okulları açılmış, bu okullardan mezun olan teknik çiftçi ve teknik bahçevanların köylerine geri dönerek zıraat işlerinde çalışmaları esas tutulmuştur. Bu teknik elemanlara arazi ve ekiman desteği sağlanmıştır.

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO), 1938 yılında kurulan, sermayesinin tamamı devlete ait, 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) hükümlerine tabi, tüzel kişiliğe ve faaliyetlerinde özerkliğe sahip, sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir İktisadi Devlet Teşekkülü’dür. Kurak geçen yıllarda ve özellikle 2. Dünya savaşında ülkenin kurtarıcısı olmuştur.

Türkiye Zirai Donatım  , 1944 yılında Türkiye Zirai Donatım Kurumu (TZDK) adı altında kurulan bir Kamu İktisadi Teşebbüsüdür. Tarımsal üretimi arttırmaya yöneliktir.

SONUÇ:  

17 Şubat 1923 de başlayan hamleler maalesef;  1947 yılında Truman Doktrini ile birlikte Türk-Amerikan ilişkilerinde yeni bir sayfa açılmış, iki devlet arasında bir işbirliği süreci başlamıştır. Bu doktrinle pek çok şey maalesef ülkemizi yavaş yavaş etkilemiş, alınan yardımlara karşı başta köy enstitüleri ve tarım olmak üzere pek çok şey kaybedilerek bugünlere gelinmiş. Evet nüfus artışı hızlı bir şekilde gelişmiş tarım ürünlerinin yurt içi kullanımı artmıştır ancak tarımsal ithalatımız  ürkütücü boyutlara uzanmıştır.

İklimsel ve tarımsal kuraklıklar da dikkate alınarak başta tarım olmak üzere ekonominin  her dalında hamle yapılması kaçınılmazdır.

Bu hamlelerle tayin bekleyen “ Tap Taze Ziraat Mühendisi Gençlere iş imkanları yaratılacaktır.

İlker Özel

İnş Müh.

Kategoriler:Tarımsal sulama

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.