İlker Özel
DSİ Emekli Genel Md. Yrd.
SPD Üyesi
7 Ocak 2023
Kentlerdeki hızlı betonlaşma, yolların asfaltla kaplanması, yoğun yapılar her tür yağışı hızla akışa geçirmektedir. Bina-Yapı teknolojisindeki gelişmeler ve kentlere yığılan nüfus kentlerdeki çarpık yapılaşma ve plansız gelişmeyi hızla arttırmış ve kentsel altyapı çok yetersiz kalmıştır.

Bursa gibi dağ eteğinde hala gelişmeye ve genişlemeye devam eden kentlerde; yan yollar ana yola yamaçlardan dik olarak ve sert eğimle bağlanıyorsa olay çok sıkıntılıdır. Yamaçlara paralel gelişmiş tersiyer yollar yani ara sokaklar, tüm yağış sularını ana yola iletmektedirler. Zira binalar düşen yağışın süzülmesi için artık nerede ise bir karış toprak bırakmamışlardır.
Gaz, su, elektrik, fiber optik ,telefon hatları işi iyice zorlaştırmaktadır. Şimdi bu karmaşa içinde yapılması gereken işlerin zorluğunu düşünebiliyor musunuz.
Şimdi bu sıkıntılı durum altında; yağmur ve kar suyu savarları kim, hangi kurum yapacak veya yapmalı. Görüşlerimi değerli bilgilerinize sunuyorum.
- Uydu kentler kurulmalı. Her şeyi ile hazır alt yapısı bitmiş, kar ve yağmur suyu problemlerinden kurtulmuş olarak,
- Yerel yönetimlerin su ve kanalizasyon idarelerinin bu konudaki görev ve sorumluluk sınırları daha açık bir şekilde belirlenmelidir.

- İl sınırının dışından itibaren DSİ nin devreye girmesi doğaldır. Ancak kent içi DSİ için çok zor bir iştir.
- Çünkü, alt yapı bilgileri tamamen Belediyenin elindedir ve planlama ,proje ve uygulama ile ilgili organizasyon ancak yerel yönetimce sağlanabilir.
- Yerel yönetimler bu projelerin planlama proje ve uygulama aşamalarında DSİ, Karayolları gibi uzman kuruluşlardan görüş ve önerilerini almalıdır,
- Kent içinden geçen ister kuru ister akar dereler olsun kaçak atık bağlantıları da ayrı bir sorundur. Bu bağlantıların giderilmesi doğal olarak yerel yönetimlerin sorumluluğundadır.
- Bunların yanı sıra DSİ ce veya belediyeler tarafından ıslah edilen dere yatakları maalesef çöp ve atık yeri olarak kullanılmakta, kesiti daraltacak bitkiler ve hatta ağaçlar büyümekte ve işletme ve bakımları çok problemli olmaktadır. Bu temizliğin de yerel yönetimlerin sorumluluğunda olması ve periyodik olarak yapılması,çöp ve diğer katı atıkların önlenmesi gerekir.

Şimdi; çok geç kalınmadan kentlerimizdeki bu altyapı konusu ele alınmalıdır. Uzun zamandır ekonomik ve sosyal nedenlerle kırsal kesimden, küçük kentlerden daha büyük kentlere göç yaşanmaktadır.

Tabiki bu çok yoğun insan hareketliliği yerel yönetimler için büyük külfetler getirmiştir. Hizmetler konusunda, özellikle alt yapı yatırımlarında gecikmelere neden olmuş hatta bu yatırımlar hiç programlara dahi alınamaz hale gelmiştir.Bu durum kentlerin imar planlarını da baskılamıştır. İmar planlarında kentlerin çarpık gelişmesine neden olacak değişiklikler yapılmıştır.

İmar planlarının yapım şartları, onaylanması, kimin neyi nasıl yapacağı ve yapılacak değişikliklerin kuralları çok radikal bir şekilde açık olarak belirlenmeli ve çok sıkı bir şekilde denetlenmelidir. Dikkat edilirse uygulama mercii çok sık bir şekilde değiştirilmektedir.
Bu uygulamalar karmaşası, gecikmelere sebep olmakta, planlar önde değil, yapılaşma önde gitmektedir. Bu durumda:
- İmar planlarını kimin yapacağı, onay makamı, koşulları, değiştirilebilme limitleri çok iyi belirlenmelidir.
- AYKOME ( alt yapı koordinasyon merkezi ) daha işlevsel hale getirilmelidir.
- Kentlerde büyümenin yatay veya dikey olacağı planlarda kesin olarak işlenmelidir.
- Kurumların yetki görev ve sorumluluklarının çerçevesi çok iyi tanımlanmalıdır .
- Her yatırımcı kurum çalışmaya başlamadan, çalışma yer ve nitelik durumuna göre programını belirlmelidir. Karmaşaya ve belirsizliğe yer bırakılmamalıdır.

Her şeyin hızla değiştiği bir dünyada yaşıyoruz. İklim dahil olmak üzere ,yaşam biçmimiz,tüketimimiz,hatta alışkanlıklarımız da değişiyor.Yaşadığımız dünyayı değiştiriyoruz.
Değişime karşı olmamız gibi bir şey söylenemez. Ama değişim diye yaşadığımız çevreyi kirletmemiz,ekolojik dengeyi bozmamız,kentlerimizi yaşanmaz hale getirmemiz gerekmiyor.
Sonra bu bozulmalar bize felaketler olarak geri dönüyor. Şehir sellerinde birçok can kaybı yaşanıyor. Sular kirli akıyor, Çöp dağları oluşuyor, göllerimiz kuruyor, denizlerimiz kirleniyor,
Bu nedenle daha yaşanabilir bir çevreye sahip olmamız için çevremizdeki olumsuzluklara daha dikkatli bakıp uyarılarımızı yapmamız gerekiyor.
Kısaca yaşadığımız çevreye ve doğaya daha çok sahip çıkmamız gerekiyor.
İlker Özel
İnş Müh.
Kategoriler:Kent Selleri, Su Yönetimi