İlker ÖZEL
İnş.Müh
DSİ Emekli Genel Md.Yrd.
SPD üyesi
25 Kasım 2022

Porsuk Çayı (antik, Frigce: Tymbris) İç Anadolu Bölgesi’nde bir ırmaktır.
Aksu Dağı’nın kuzey yamacından inen Bayatçık Deresi ile Kütahya – Uşak sınırındaki Murat Dağı’nın kuzey yamacından inen Kızıltaş Suyu’nun birleşmesiyle doğan Porsuk Çayı, Sakarya Irmağı’nın en uzun (448 km) koludur.
Kütahya Ovası’ndan geçip Eskişehir kentinin güneybatısında yer alan ve 1948’de hizmete giren Porsuk I ve 1971’de hizmete giren Porsuk II barajları arkasında toplandıktan sonra, Eskişehir Ovası’ndan ve Eskişehir kentinden geçer; Yassıhüyük karşısında Polatlı’nın Kıranharmanı köyünde Sakarya Irmağı’na ulaşır.
Porsuk Çayı, kış mevsiminde sık sık donmaktadır. Uzun yıllar evsel ve endüstriyel atıkların döküldüğü bir yer olan Porsuk Çayı, Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen döneminde temizlenmeye başlamış ve uzun yıllarca süren çalışmalar sonucu 2000’li yıllarda temiz bir hale getirilerek şehre kazandırılmıştır.
Başlıca kolları: Kokar Çayı, Murat Çayı, Çat Dere, Porsuk Dere, Değirmen Dere, Felent Çayı, Kuduzlu Dere, Kınık Dere, Kargın Dere, Musaözü Deresi ve Uludere güney kollarını oluşturur. Sarısu Çayı, Sarısungur Dere, Mihalıççık Dere, Muttalip Dere ve Pürtek Dere doğu ve kuzeyden Porsuk’a katılırlar.
Porsuk çayındaki akım 15 m3/sn’yi yıl içinde geçmemektedir[1].


Eskişehir’in Suyu Porsuk’tan gelir
1972 de 17 m yükseltilen porsuk barajı, Eskişehir iline yılda 100 milyon m3 su kazandırmıştır. 1960 lı yıllarda yapılan Sakarya havzası planlaması ile yükseltilen mevcut Porsuk barajının yükseltilmesi ile 2055 yılına kadar su problemi çözülmüştür. Eskişehir’e Porsuk Barajı’nın yanısıra Ilıca ve Sarısungur göletlerinden de 3 950 000 m3 su takviyesi yapılmaktadır. 2021 yılından beri de devam eden planlama revizyonu ile Sakarya kaynaklarından 63 070 000 m3/yıl ilave su temini hedeflenmektedir .

Murat Dağındaki Birinci Girişim Durdurulmuştu
Uşak ve Kütahya arasında bulunan Gediz Nehri’nin doğduğu yerde açılması planlanan altın ayrıştırma faaliyeti yapacak Anadolu Export firmasının maden ocağı; Kütahyalı, Uşaklı, Eskişehirli yurttaşların tepkisi ve meslek örgütleri, dernek temsilcilerinin yer aldığı 60 kişinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ÇED iptal davasının açması sonucunda yargı kararı ile 2019 yılında faaliyeti durdurulmuştu.

ANCAK: 24 Kasım 2022 tarihli bir gazetede 2017 den sonra Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına tekrar müracaat edildiği ve Murat Dağı’nda bu kez Altın, gümüş, kapasite arttırımı, kırma ve eleme tesisi kurmak için izin istendiği yer aldı. Şirket burada yıkama eleme tesisi yapılmayacağını ve çıkaracakları cevheri başka yerde işleyeceklerini belirtiyor. Yani bu açıklamaya göre siyanür burada değil, ülkemizin başka bir noktasında kullanılacak. Bu ekonomik mi, ne kadar gerçekleşir bunları bilemem.

Ekosistem dengesi giderse hayat biter
Benim burada ele aldığım esas konu bu maden işletmesi projesi nedeniyle ekosistem dengesinin bozulma riskinin yanısıra Porsuk Çayı ve kollarının kirlenme riskinin artmasıdır. Porsuk Çayı Sakarya Nehrinin ana koludur. Su kalitesi 3. Sınıftır ve ARITMA MALİYETİ çok yüksek çıkmaktadır.
Eskişehir’in su kaynağı Porsuk barajındaki su miktarı da değişken .Halen bu barajın doluluk oranı %30 civarında. Aşağıdaki grafikte Porsuk Barajı’nın Eskişehir için 2055 yılına kadar su temin edeceği görülüyor. Planlama bu şekilde .Bu nedenle Porsuk Barajına gelecek olan su miktar açısında da kalite açısından da Eskişehir için büyük önem taşıyor.
Gediz Nehri madenin açılacağı yerden doğuyor, Menderes Nehri ve Porsuk Çayı buradaki yeraltı sularından ve derelerden besleniyor.

Bu nedenle gazetedeki “ MURAT DAĞI YOKOLMASIN” başlığı önemli ancak konunun sadece bir bölümünü öne çıkartıyor.Aslında Murat Dağı’nda ekosistem dengesi bozulmasın demek istiyor.Çünkü bir ekosistemin dengesini bozduğunuzda sorunlar birbiri peşisıra çığ gibi büyüyerek gelir. Bu maden tesisinin Eskişehir başta olmak üzere çevredeki birçok ilin su kalitesi güvenliğini riske atacağı 2022 de sunulan ÇED Raporu ile ortaya çıkmış durumda
Çok detaylı risk analizi ve denetim gerekli
Tüm bu nedenlerle bu işletmelerin bir su havzası içindeki yıkıcı ve geri dönülemez risklerini önceden görmemiz gerekiyor. Risk analizlerinin çok detaylı yapılması lazım.
Bu riskler geçmişteki raporlarda çok incelenmemiş,yer almamış ama bölge halkının çevre duyarlılığı hareketi üzerine bu yıl yeni işletme için sunulan Yeni ÇED Raporunda açıkça yer almış.
Raporda; “Süreç sırasında uygulanan işlemler sadece altın ve gümüşü çözmeyip aynı zamanda topraktaki civa, nikel, arsenik, antimon, krom, kurşun vb diğer mineralleri de çözecek ve açığa çıkaracak” denmiş. Ayrıca” yüksek risk teşkil eden yığın liç ve havuzlarında muhtemel bir sızıntının telafisi çok zor bir çevresel felakete yol açacağı” da belirtilmiş.
Yani benzer projelerde bu risklerin hepsi mevcut.
Tüm bunların ışığında BEN NE Mİ YAPABİLİRİM.
Karşı karşıya olduğumuz bu durumu EBBB’na, İlçe BB’na, DSİ. 3. Bölge Müdürlüğüne, DSİ Genel Müdürlüğüne, İlgili Sayın Bakanlık yetkililerine konuyu ÖNEMİNE BİNAEN saygılarımla arz ediyorum.
İlker ÖZEL
İnş.Müh
DSİ Emekli Bölge Md. ve Genel Md.Yrd.
SPD üyesi
[*) Vikipedi’ den alınmıştır
Kategoriler:su güvenliği, Su Kaynakları, Su Kirliliği