DSİ Eski Genel Müdür Yardımcısı İlker Özel anlattı

Bir taşkının daha ardından geriye neler kaldı;

DERE, ÇAY ve NEHİRLER de TAŞKINLARA NEDEN OLAN ETKENLERE BİR BAKIŞ

Seneler içinde edindiğim deneyimlerle tabiatla kavga etmenin en büyük hata olduğunu, öğrendim. Akarsular canlı organizma gibidir. Onun seveceği bir yatak hazırlamazsanız; illaki kendi yatağına dönmeye uğraşır ve etrafını hırpalayarak başarır.

Asırlar boyu kavimler;  ister göçebe, ister avcı, ister toplayıcı, ister yerleşik   olsun göçebeler sadece hayvanları için ovaya iner veya yükseklere çıkar. Toplumlar uygarlığın gelişmesi ile ovaya inmiş, akarsuların ve doğal göllerin yakınlarına yaklaşmaya ve hatta kıyılarına sokulmuşlardır.   Hızla gelişen toplum, sanayi devrimi, savaşlar, göçler toplumları maalesef ovaya yönlendirmiş, hem ekili alanların kaybı hızla artmış hem de akarsulara müdahale başlamıştır.

Bozkurt ilçesinde tabiatın güzelliği, denize yakınlığı yörenin hızla yerleşim yeri haline gelmesine  yol açmıştır. Bu durum hızla ve yanlış yapılaşma, yerel yönetimlerinin yeterli teknik deneyimde olmamaları bu felaketleri yaratmıştır.

Doğa ile asla oynanmaz.

Eskişehir Porsuk Barajı Yükseltme inşaatında başmühendisim 1967-1968. Yazın minik taşlara basarak karşı sahiline geçtiğimiz ve pabuçlarımızın ıslanmadığı Kargın deresi bir feyezan yaptı anlatamam. Kocaman iki Williys Jeep kadar kayayı bıraktımı Kargın Köyünün dibine. Patar atamadık. Günlerce kompresörle kırdık kaldırdık koca kayayı DSİ olarak. Böylesine yaramaz çocuktur nehirlerimiz. Hep sevilmeyi bekler. Hep sırtının sıvazlanmasını bekler. Yani:

1. Rasatları iyi yapacaksın.
2. Hesabı kitabı düzgün yapacaksın.
3. Kent hidrolojisine iyi çalışacaksın.
4. Kanuna nizama emirlere uyacaksın sayın belediye başkanları, sayın imar müdürleri ve de SAYIN VALİLER.

Genelde biz teknik adamlar, o andaki heyecanla hemen yerleşim yerlerine ulaşmak, suyun akışına engel her türlü yapı, yıkıntı vesaire engeli kaldırmak isteriz.  Can, mal, çiftlik emvali ve hayvanlara hızla ulaşabilmek çabası ile uğraşırız.  Afetin etkisinin zamanla giderek yavaşlayarak iyileşir gibi olması yaşadıklarımızı unutulma noktasına getirir. Biz hep nehrin denizle kucaklaştığı yeri unuturuz. 

Aşağıdaki uzaydan alınan fotoğraflara bakılırsa, nehre ulaşılan ağızlarda hakim rüzgarların dalgalarla meydana getirdiği kum, çakıl, iri taşlarla ve tekrar kum ardalanmaları adeta bir kargir bariyer yaratmaktadır. Küçük boyutta da olsa gelgitler ve dalgalarla kumlar bariyeri çok sağlam hale getirmektedir. Özellikle Kara Deniz için ifade etmekteyim.

Tekrar aşağıdaki sürüklenen çelik köprü için ancak şu ifadeyi kullanabilirim. 58 senelik meslek hayatımda böyle bir olaya ilk kez şahit olmaktayım

NEHİR YARAMAZ ÇOCUK GİBİDİR-BÖYLE SIKIŞTIRILMAZ.

LÜTFEN BU ÇALIŞMANIN NE OLDUĞUNU BİLEN BİRİ  ANLATSIN

GABARI UNUTULMUŞ MU ?

SONUCU DEĞERLENDİRMEYİ SİZLERE BIRAKIYORUM……………