Su Politikaları Derneği Başkanı Yıldız, su yönetiminde yapısal sorunların sürdüğünü belirterek, çözümün ivedilikle su yasasının Meclis’ten geçmesine bağlı olduğunu söyledi.

Uğur DUYAN
19 Şubat 2022
ANKARA (Anayurt) – Su Politikaları Derneği Başkanı ve Devlet Su İşleri yöneticilerinden Doç. Dr. Dursun Yıldız, ocak ve şubat aylarında aldığı yağışların önemli olduğunu ancak Türkiye’de kuraklık riskinin halen devam ettiğini söyledi. Yıldız, çevreye duyarlı, ekosistem dengesini gözeten, katılımcı, şeffaf yenilikçi bir su politikasının zorunluluk haline geldiğini kaydederek, “Kısa vadeli çözümün ilk şartı su yasasının TBMM’den hızla geçmesi ve havza ölçeğinde su yönetimi kurumsal altyapısının oluşturulmasıdır” diye konuştu.
Yıldız, son 2 yıldır yaşanan kısmi kuraklık döneminden sonra şubat ayında düşen yoğun kar yağışının su yönetimini ve çiftçileri rahatlattığını ifade ederek, şöyle konuştu:
“Türkiye geneline düşen yağışların yüzde 65’i sonbahar ve kış aylarında düşer. Türkiye geçen sonbaharda beklenen yağışı alamadı. Kış aylarına kurak olarak girdik. Meteoroloji Genel Müdürlüğünün ocak ayındaki alansal yağış verileri batı bölgelerindeki bazı su havzalarına düşen yağışların normalin çok altında olduğunu gösteriyor. Şubattaki yoğun kar yağışı kısmi bir rahatlık sağlar. Yoğun kar yağışı ile oluşan yüksek kar tabakaları doğal bir su deposudur. Bu kar örtüsünün kalınlıkları ülkemizde Meteoroloji Genel Müdürlüğünün ve Devlet Su İşlerinin rasat istasyonlarında ölçülüyor. Bu ölçümlerden yola çıkılarak kar eridiğinde ne kadar suya dönüşeceğinin hesabı da yapılabiliyor. Bu çalışmalar yapılırsa barajlara, göletlere gelebilecek olan su miktarından haberdar olarak daha verimli bir baraj gölü işletmesi yapabiliriz.”
“YAĞIŞLI DÖNEMLER BİZİ REHAVETE SÜRÜKLEMEMELİ”
Su yönetimi dinamik bir süreç olduğuna dikkati çeken Yıldız, yoğun yağışlar sonrasında su yönetiminin eriyen kar sularını daha verimli kullanabilmek ve olası taşkınları önleyebilmek için hazırlıklar yapması gerektiğini belirterek, “Ülkemizde daha önce de yoğun yağış aldığımız dönemler oldu. Ancak su yönetiminin yapısal sorunları maalesef sürüyor. Bu nedenle yağışlı dönemler bizi rehavete sürüklememeli” uyarısında bulundu.
HAVZA ÖLÇEĞİNDE ETKİLİ VE GÜÇLÜ BİR SU YÖNETİMİ
Türkiye’nin su kaynaklarının kısıtlı, zamana ve yere göre eşitsiz dağılan bir ülke olduğunu vurgulayan Yıldız, “Üstelik yarı kurak bir bölgede ve iklim değişikliği etkisi altındayız. Nüfusumuz artıyor. Özellikle doğudan batıdaki kentlere doğru göç sürüyor. Tüm bu koşullar suyu iyi yönetmemizi gerektiriyor. Su kullanımı ve su yönetiminde paradigmayı değiştirmeliyiz. Bunun için önce yasal ve kurumsal eksikliklerimizin giderilmesi lazım. Su şurası yapıldı. Raporu yayınlandı. TBMM’nin İklim Değişikliğinin Etkileri ve Suyun Verimli Kullanılması Araştırma Komisyonu Raporu da yayınlandı. 8 Havzanın Su Yönetim Planları da hazır. Ulusal Su Planı (2019-2023) da yayınlandı. Birçok havzanın kuraklık eylem planları da mevcut. Bu hazırlıkların uygulamaya geçebilmesi için su yasası taslağının yasalaşması ve havza ölçeğinde etkili ve güçlü bir su yönetimi kurumsal yapısının teşkil edilmesi lazım” diye konuştu.
KATILIMCI, ŞEFFAF YENİLİKÇİ BİR SU YÖNETİMİ
Suyun sürdürülebilir yönetiminin enerji, gıda ve çevre yönetimi politikalarıyla da bağlantılı olduğunu bu nedenle suyun havza ölçeğinde bütüncül bir anlayışla ele alınmasının gerektiğini söyleyen Yıldız, “Çevreye duyarlı, ekosistem dengesini gözeten, katılımcı, şeffaf yenilikçi bir su yönetimini birbirini tamamlayan adımlar atarak kurmalıyız. Bugünlerde çokça konuşulan verimli tarımsal üretim yapabilmek ve gıda arz güvencemizi oluşturmak için diğer tedbirlerin yanı sıra suyu daha verimli kullanmalı ve akılcı yönetmeliyiz. Kısa vadeli çözümün ilk şartı su yasasının TBMM’den hızla geçmesi ve havza ölçeğinde su yönetimi kurumsal altyapısının oluşturulmasıdır” ifadelerini kullandı.
Kaynak: https://anayurtgazetesi.com/haber/Su-yasasi-acilen-Meclis-ten-gecmeli/760656
Kategoriler:Su Yasası