Çevre

SPD Y.K Üyesi Prof.Dr. Yaşar: İzmir İç Körfezi’nin temizliği bilimle yapılır

ERTAN GÜRCANER

Soyer’in Gediz çıkışı 'Çaresizlik' çıkışı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in Gediz turu sonrası yaptığı “Gediz Nehri’nin İzmir’de denize döküldüğü noktada kirliliğin önünü kesemezsek temiz deniz, temiz körfez mümkün olamaz.” Açıklamalarına tepki gösterip “Gediz Nehri’nin iç körfezi kirletmesi bilimsel olarak mümkün değil.” diyerek karşı çıkan DEÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Doktor Doğan Yaşar, SABAH’a çarpıcı açıklamalarda bulundu.

İzmir Körfezi‘ni Gediz’in değil iç körfeze akan derelerin kirlettiğini belirten Prof. Dr. Doğan Yaşar, etrafa yaydığı pis koku nedeniyle adeta kentin kanayan yarası haline dönüşen Meles, Manda ve Arap derelerinde incelemelerde bulundu. Prof. Dr. Doğan Yaşar, iç körfezdeki kirliliğin nedenlerini araştırmak için Gediz turu yapmaya gerek olmadığını belirterek Başkan Soyer’e; “Sen İzmir’in başkanısın. Yüzlerce kilometre öteye, Gediz’in kaynağına gideceğine makam koltuğundan kalkıp 2 kilometre ötedeki dere yataklarını git gör.” uyarısında bulundu. “Sayın Soyer’in son Gediz çıkışı bir çaresizlik çıkışı.” Diye sözlerine devam eden Yaşar; “İzmir Körfezi’nin kirliliğini Gediz’e bağlamak resmen bilimsel katliam demektir. Bu iddianın bilimle uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur.” dedi.https://9da12328fe3fb059eb3125e2651fb209.safeframe.googlesyndication.com/safeframe/1-0-38/html/container.html

“GEDİZ’İN SUYU İÇ KÖRFEZE GİRMEZ”

Başkan Soyer ve danışmanlarının İzmir Körfezindeki akıntı sistemini bilmediklerini iddia eden Yaşar; “Çünkü Gediz’den gelen kirlilik iç körfeze değil Kuzey Ege’ye doğru gider. Sanırım başkan ve danışmaları İzmir Körfezindeki akıntı sistemlerini de bilmiyor. İzmir Körfezine su, Karaburun’dan girer ve güneyden İnciraltı, Konak, Bayraklı, Karşıyaka, Çiğli yönünü izler. Foça’dan da dışarı çıkar. Gediz’den giren su güneye inmez, içeri kesinlikle giremez.” Şeklinde konuştu.

“GEDİZ’İ KURTARICI OLARAK GÖRÜYOR”

Bu konularda yanlış yaptığı için Başkan Soyer’i defalarca uyardığını hatta mektup dahi yazdığını hatırlatan Doğan Yaşar; “Maalesef sayın başkan uyarılarımıza kulak asmadı. Sayın Soyer, seçim öncesi ve sonrasında İzmirlilere 3 yıl sonra körfezde yüzeceğim sözü verdi. Baktı ki yüzemiyor, görev sonuna kadar da yüzemeyecek. Kendisine çıkış yolu olarak Gediz’i seçti. Gediz’i ‘kurtarıcı’ olarak görüyor. Gediz’in kirliliği bizi mahvediyor gibisinden konuşuyor. Çok yanlış ve hatalı bir konuşma. Bu açıklamaları talihsizlik olarak değerlendiriyorum.”

“3 DEĞİL 33 YIL GEÇSE YÜZEMEZSİN”

80’li yıllarda İnciraltı Sahillerinde İzmirlilerin denize girdiğini hatırlatan Prof. Dr. Doğan Yaşar; “Buralarda yeniden denize girmek bugün halen daha mümkün. Yeter ki bilime inanan bir başkan olsun. Maalesef Sayın Soyer’in bugüne kadar bilimle pek bir ilgisi olduğunu görmedim, göremiyorum da. 3 yıldan bu yana sürekli olarak iç körfezde yüzeceğim diyor. Bırakın 3 yılı 33 yıl geçse yüzemezsiniz. Bunu yapabilmeniz için önce bilime inanacaksınız. Oturup bu konuları bilim insanları ile konuşacaksınız. Şu anda belediyenin rafları, yapılması gerekenleri anlatan bilimsel raporlarla dolu. Önce o raporları tozlu raflardan indirip danışmanlarınla birlikte okuyacaksın. Ama okumuyorlar.”

KİREÇLE NE ALAKASI VAR?

Bugün havaların ısınmasıyla birlikte iç körfezden ve dere yataklarından etrafa yayılan pis kokunun en büyük sebebinin geçmişte yapılan yanlış uygulamalar olduğunu anlatan Prof. Dr. Doğan Yaşar; “2005 ya da 2006’da, Sayın Kocaoğlu döneminde enteresan bir şey oldu. Kokuyu önlemek için Meles Çayı’na kireç döküldü. Nasreddin Hoca’nın göle maya çalma olayı temizlik açısından dere yataklarına kireç dökülmesinden daha gerçekçi idi. Pis kokuyu önlemenin kireç dökmekle ne alakası var? Dere yatağına kireç ya da kimyasal madde dökmek, bunlar gerçekten bilim dışı uygulamalar. Hiç yapılmaması gereken şeyler. Ama maalesef İzmir’de bunları da gördük.”

“KATLİAM ÜSTÜNE KATLİAM”

Dökülen kirecin soruna çare olmadığını belirten Prof. Dr. Yaşar; “Kireç döktükten sonra baktılar olmuyor bu sefer de dere yataklarının tabanını betonladılar. Bu hepten bir katliam. Katliam üstüne katliam. O zamanlar ‘yapmayın. Dere yataklarını kokutacaksınız’ dedim. Dinlemediler. Eskiden dere yataklarının tabanı topraktı. Suyun taşıdığı ağır metalin önemli bir kısmını toprak emerdi. Emilen ağır metal canlılar tarafından kullanıldığı için buralarda koku olmazdı. Olsa da az olurdu. Ama beton atılınca ağır metal körfeze aktı. İzmir körfezinde korkunç bir koku başladı. Bu aklı kim verdi, hangi mantığa, hangi bilimsel verilere göre yapıldı bilmiyorum. Ama dere yataklarına attıkları her metreküp beton aslında körfezi de öldüren bir betondu.” dedi. Yapılmasın gereken tek şeyin fabrikaların dere yataklarına bıraktığı arıtılmamış pis suların arıtılması olduğunu ifade eden Yaşar; “Bunu yamadığınız sürece hiçbir şartta burada yüzemezsiniz. Bu mümkün değil.”

“1 MİLYAR DOLAR”

İzmir Körfezi’nin geçmiş dönemlerde foseptik çukuru gibi kullanıldığını, bütün evsel atıkların körfeze akıtıldığını hatırlatan Doğan Yaşar; “Biz İzmir’de körfez temizliğine 1 milyar dolar para harcayarak 2002 yılında Büyük Kanal Projesi’ni hayata geçirdik. Deyim yerindeyse okyanusu geçtik. Biz bu 1 milyar doları biraz iyileşme olsun diye mi harcadık. Hayır. Körfezin kıyılarından denize girilsin diye harcadık. Şimdi tüm evsel atıklar Narlıdere ve Çiğli’deki arıtma tesislerine gidiyor. Arıtmalar güzel de çalışıyor. Ama halen daha derelere arıtılmamış su bırakan 40-50 fabrikayı durduramıyoruz. Zarar sadece İzmir’in değil Türkiye’nin zararı.”

Kaynak: Sabah

Kategoriler:Çevre

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.