
25 Şubat 2021
23 ve 24 Şubat 2021 tarihlerinde sanal ortam üzerinde iki oturum şeklinde gerçekleşen Webinar serisini her iki günde de 40 ‘a yakın katılımcı izlemiştir.
Çoğunluğu yabancı olmak üzere alanlarında yetkin akademisyen ve uzmanlar iki gün boyunca konuyu ayrıntılı olarak tartışmıştır.
Birinci gündeki oturumda iklim değişikliğinin Ortadoğu’ya ve Dicle Fırat Havzasındaki su kaynaklarına etkisi teknik olarak ele alınmıştır. İkinci gündeki oturumda ise iklim değişikliğinin bölge güvenliği üzerine olan etkileri, ülkeler arasındaki işbirliğini mi yoksa çatışmayı mı etkileyeceği konusu ile birlikte, bölgenin gıda güvencesine olan etkileri ve alınması gereken tedbirler ele alınmıştır.
Her iki günde de konuşmacılardan sonra, panele katılan uzmanların çoğu soru sormuşlar ve bunun yanısıra görüşlerini de paylaşarak bazı önerilerde bulunmuşlardır.
Daha çok Lübnan, İran, Ürdün, Irak, Almanya, Fransa’dan katılan uzmanlar söz alarak etkinliğe aktif olarak katkı koymuştur.

Etkinlikte sunum yapan akademisyenler ve uzmanlar İklim değişikliğinin Ortadoğu ve Fırat-Dicle Havzasındaki daha çok yüzeysel su kaynaklarının azalması yönünde etkili olacağını belirtmiştir. Bölgenin yeraltısularındaki azalmanın ise iklim değişikliği etkisinden daha çok aşırı çekimden kaynaklandığı ifade edilmiştir.
Yapılan sunumlarda bölgede su kaynaklarında öngörülen azalmanın enerji, gıda ve çevre güvenliği üzerine etkilerinin olacağı ifade edilerek, bu etkilerin hangi ölçüde ve kapsamda gerçekleşeceği de tartışılmıştır.
Etkinliğin ikinci günündeki ikinci oturumda, iklim değişikliği ve bölgesel güvenlik ilişkisi, iklim değişikliğinin ortaya koyacağı tehlike ve risklerin neler olabileceği ve bunun ülkelerarasındaki ilişkilere nasıl yansıyacağı irdelenmiştir.
Bu oturumda, bölge ülkelerindeki karar vericilerin iklim değişikliğinin oluşturacağı tehlike ve risklerden yeterince haberdar olmadığı veya bu konunun gündemlerinde yeterince yer almadığı konuşulmuştur.
Uzmanlar bölgede sınıraşan suların bu riskler altında nasıl yönetileceğinde teknik tedbirlerden daha çok politik istek ve çabanın etkisinin olacağı görüşlerini paylaştılar.

Bölgede yaşanan problemlerde ilerleme kaydedilememesinin teknik olmaktan daha çok politik istek ve çabanın olmayışından ve bölge ülkeleri arasındaki güven eksikliğinden kaynaklandığı belirtildi. Bu problemlerin çözümünde güven arttırıcı ekonomik ilişkilerin önemine vurgu yapıldı. Ayrıca sivil toplum, basın, üniversitelerin de yapacakları çalışmaların ve işbirliğinin toplumsal farkındalığın artmasını sağlayabileceği ancak bunun politika yapıcılar tarafından yeterince dikkate alınmadığı görüşleri ileri sürüldü. Bunun aksine bazı uzmanlar bu konuda sınırlı da olsa ilerlemelerin sağlanabildiği hakkında bazı örnekleri dile getirdiler.
Toplantıda uzmanlar, bölgede tarımsal üretim ve gıda güvencesi konusunda suyun çok daha verimli kullanılması gerektiğini ve bu konuda işbirliğine çok ihtiyaç duyulduğunu belirttiler.
Bölgenin gıda konusunda büyük oranda dışa bağımlı olduğunu ifade eden uzmanlar herbir ülkenin kendi gıda güvencesini sağlama politikalarının da gerçekçi olmadığını savundular. Bu durumun ve iklim değişikliği risklerinin bölge çapında bir ticaret işbirliğini gerekli kıldığını belirten uzmanlar, bölgesel stratejik tarım yatırımlarının yapılması gerektiğini de söylediler.
Özellikle düzensiz göçmenlerin ülkelerine geri dönmelerinin ardından kısa ve orta vadede gıda güvencesinin sağlanmasının zor olabileceği, bunun için bugünden gıda üzerinden işbirliği oluşturma çabalarının arttırılmasının zorunlu olduğu da belirtildi.
Etkinlikte bazı uzmanlar bölgenin su kaynakları yönetiminin AB Su Çerçeve Direktifi ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri kapsamında ele alınabileceğini ifade ederek bu konuda çalışma yapılabileceğini önerdiler.
Etkinlikte bölgede mevcut ve artan siyasi belirsizliğin, iklim değişikliğinin de etkisiyle su ve toprak kaynaklarının yeniden güvenlikçi politikalar kapsamında ele alınmasına neden olabileceğinden de söz edilmiştir. Webinarın sonunda, STK’lar arasında bu tür beyin fırtınası niteliğindeki toplantıların belirli aralıklarla devam etmesinin faydalı olacağı üzerinde görüş birliği oluşmuştur.
Bazı katılımcılar bu bölge için sivil toplum üniversite işbirliği ile HPA’nın da içinde olduğu yeni inisiyatifler kurulması önerisini getirdi.
Etkinliğin sonunda katılımcılar HPA tarafından düzenlenen toplantının, ele alınan konularla ilgili bilgiye dayalı analizlerin yapıldığı ve görüş ve önerilerin paylaşıldığı çok verimli uluslararası bir toplantı olduğunu ifade ederek teşekkür ettiler
Webinarda yapılan sunumlar ve webinarın değerlendirilmesi bir rapor olarak sunulmak üzere hazırlanmaktadır.
HPA News.
Kategoriler:Ortadoğu'nun Yeni Su Denklemi